Aslında Soykırım safsatasının ne kadar basit ve düzmece olduğunu anlamak için tarihçi olmaya gerek yok. Osmanlı devletinde Milleti Sadıka olarakta anılan Ermeni halkının Osmanlıya ihaneti, 1915 olayları ve Sözde Soykırım iddiaları, bu iddialara batının yaklaşımı ve yakın tarihteki batı eksenli katliamları incelememiz bize Soykırımın gerçek yüzünü ve asıl soykırımın kim ve kimler tarafından yapıldığını açık ve net gösterecektir...
İlk başta Ermenileri biraz tanıyalım; Ermeniler tarihte Türklerle tanışmadan önce Pers, Bizans ve Roma gibi bir çok devletin himayesine girmiş ve bu süreçte adeta gün yüzü görmemişlerdir ancak Türkler özellikle Osmanlı dönemi, Ermenilerin altın çağları olmuştur. Bu dönemde Ermeniler askerlik ve bazı vergilerden muaf tutulmuş kendilerine ait kiliselerde ibadetlerini rahatça gerçekleştirmişlerdir. Buna rağmen Fransız devrimi sonrası yayılan Milliyetçilik akımı tüm Ermenileri ayaklandırmış ve bağımsız devlet hayalleri kurdurmaya başlamıştır. 1. Dünya savaşına kadar gizliden gizliye faliyetlerine devam eden Ermeni örgütleri 1. Dünya savaşıyla beraber Rus desteğini alarak bin yıldır beraber yaşadıkları Osmanlı'ya ihanet edip Rusya saflarında Türklere karşı savaşmaya başlamışlardır. Gözlerini toprak bürüyen Ermeniler Doğuda, özellikle Erzurum ve çevresinde Binlerce sivili kılıçtan geçirmiş, canlı canlı kazıklara oturtturmuş, hamile kadınların karnındaki çocuğun cinsiyeti üzerine bahse girip annelerimizin karnını yarıp doğmamış sübyanlara kıymışlardır. Daha yaşı dolmamış bebeklerin başını kesip futbol oynayıp, buna benzer binlerce katliam gerçekleştirmişlerdir...
Katliamların önüne geçmek isteyen Osmanlı Devleti olaylara katılan Ermenilerinin tutuklanması kalan kısmınında ülke dışına sürgün edilmesine karar vermiştir. Göç sırasında hastalık açlık ve susuzluk nedeniyle göç edenlerin büyük bir bölümü hayatını kaybetmiştir. Her şeye rağmen göç esnasında Ermeniler karşılaştıkları Türk köylerini yakıp, yıkıp harabeye çevirmişlerdir.
Buna rağmen Osmanlı arşivleri incelendiğinde göç eden Ermenilere can güvenliği ve yiyecek yardımı bakımından bir çok kolaylık sağlandığı açık ve net görülmektedir.
Ancak Sevr antlaşması ile hayalleri suya düşen Ermeniler bunun intikamını alabilmek için toprak ve tazminat alabilmek umuduyla o günden bu güne medya ve lobi çalışmaları aracılığıyla batılı yandaşlarıyla beraber bir Soykırım türküsü tutturmuşlardır....
Tarihlerinde hiç yaşamadıkları rahatlığı Osmanlıda yaşayan ve Milleti Sadıka olarak adlandırılan Ermenilerin ihanet ile yaptıkları tüm zulme ve katliamlara alkış tutan batılı ülkeler Bosna soykırımı, Srebrenitsa katliamı, Ruslar tarafından yapılan Çeçenistan zulmü, öldürülen binlerce Filistinli, Iraklı, Pakistanlı Müslüman gibi yakın çağın yüz karası ve utanç verici vahşetlerine göz yumup görmezden gelmektedirler.
Başta 1915 olayları ve diğer tüm bu olaylara sebep olan tüm bunlardan Osmanlı'yı dolayısıyla Türkleri sorumlu tutan barbar Batının kendi yaptıkları zulümleri görmezden gelmeleri barbarlıklarını bir kez daha göz önüne sermektedir...
Ama tarih şahitlik ediyor ki asıl soykırımı yaptıkları katliamlara göz yummayıp Ermenileri dönemin şartları gereğince olabilecek en insani koşullarda göç ettiren Osmanlı Devleti yani Türkler değil sözde soykırım iddialarına alkış tutan Barbar batı toplumu yapmıştır...
Bu yazıya 15 yorum yapıldı.
Bizim yapmamız gereken devlet başkanlarının ya da vatandaşın ülke içinde ahkam kesmesi değil bence. Çok geç kaldığımız bir şey; lobi faaliyetleri... Bir kere "dünyanın en büyüğü biziz" kompleksinden kurtulmak şart bunun için. Adamlar niye gidip ABD'de lobi yapıyor? Çünkü etkisi var. Yıllardır yaptıkları lobi çalışmalarının sonuçlarını böyle alıyorlar. Biz de burda kendi kendimize bağırıp çağırıyoruz işte.
Bu olay benim için tamamen yanlış devlet politikası sonucu ortaya çıkan bir saçmalıktır. Burda insanların böyle uğraşması, etrafına bir şeyler anlatmasının sebebi Türkiye'nin dünya nezdinde artık eski algısının olmaması... Sıfır sorun politikası varken böyle şeyler var mıydı? Eğer bu tip şeylerin önüne geçilmek isteniyorsa, oy kotarmak için ayrılıkçı tohumlar saçmak yerine düzgün devlet politikaları izlenmeli. Jeopolitik önemi çok büyük bir ülkeyiz. Ama sıfıra sıfır elde var sıfır.
Dünyanın en büyüğü kompleksi olan da biziz, aleme rüsva olan da... Evet, soykırım yapılmamıştır ama gel de bunu şimdi anlat dünyaya. Medyayı, politik ilişkileri iyi kullanmamanın sonucu bunlar. Bizim yöntemler ancak bizim ülkede işe yarıyor malesef. Dünyada değil...
Yazınıza da katılıyorum... Adamlar ülke içinde karışıklık çıkardı zamanla ve tehcirden başka yapılacak bir şey yoktu. Ama dediğim gibi bunu Türkiye içinde değil, dışarıda nasıl anlattığımız ve nasıl lobi faaliyetleri yaptığımız önemli. Aksi takdirde böyle çırpınır dururuz...
Buradan da anlayacağımız üzre Sözde Soykırım Safsatası Ermenilerin 4t yani toprak, tanınma, tanıtma ve tazminat Emeli için, ABD başta olmak üzere diğer Dış unsurlarında Bölgesindeki aktivitesini sürekli arttırarak Orta doğuda söz sahibi olan Türkiyeyi Frenlemek amacıyla kullandıkları bir kelime ucubesinden başka hiç bir şey değildir...
mesela bir kaç gün önce Beyaz saray Sözcüsü bölgedeki çıkarlarından dolayı Soykırım kelimesini kullanmayacaklarını söylese de artık nasıl bir baskıya maruz kaldılarsa çark edip en üst seviyede Ermenistandaki, Soykırım Anıtındaki törenlere katılma kararı aldılar.
Bu lobi faaliyetlerini en iyi Siyonist ve Ermeniler Yapıyor çok nüfuslular ve maddi olarak güçlüler
Bu sayede batı Filistindeki Zulme sessiz kalıyor lobi faaliyetlerinde çok başarılılar bunun temelinde de maddi güçleri yatıyor dünyanın en zengin iki ailesi Yahudi iki bankacı ailedir Buda avrupa siyasetine yön vermeleri için yetiyor...
Yani sözde soykırım safsatası demek bize gerçek olarak lanse edilen tüm avrupanın bir bir tanıdığı ama argümanlar incelendiğinde yanlışlığı ortaya çıkan bi iftiradır
Safsatanın kelime anlamına bakıldığında gayet yerinde olacağını düşündüğüm için kullandım ayrıyeten araştırdığınızda benzer kelimenin bazı tarih profesörlerince kullanıldığını görebilirsiniz yinede görüşünüz için teşekkür ederim...
Safsata kelimesinin kullanılmış olmasına sözüm yok. Sözde kelimesiyle birlikte kullanılması soykırım iddialarını sözde olarak nitelendirmenin safsata olduğu anlamını çıkarıyor.Parçalıyorum kelimeleri yine de olmuyor. Sözde 'soykırım safsatası' 'Sözde soykırım' Safsatası ... Neyse çok kurcalamayalım. :)) Güzel bir yazıydı, elinize sağlık.
Bir de ricam olacaktı, bildiğiniz osmanlı tarihini anlatan güvenilir ingilizce kaynak arıyorum. Yazan kişi alanında akademik olarak uzmanlaşmışsa daha iyi olur. Teşekkür ederim.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre