NEFESİME SAKLI AŞK
Gelmek istedim biçare olduğum dillerde bilinip, gözlerde aşikar kılınmışken…
Sevmek istedim karanlığın aydınlığına umutlarımı salarak…
Gökyüzü simsiyah karlarıyla lanet okurken aşkımıza,
Bütün dünya imkansızlığın kırbaçlarını vuruyordu yüreklerimize...
Karanfillerin deryasında soluklanan arzularımızın yangınlarına mesken olmuştu rüzgarlar…
Ağlamak istedim Adamım, tebessüm edip sezdirmeden ağlamak…
Kaçmak istedim; kanatlanıp olmaz denen ithamları yeşerterek…
Bilmek mi?
Görmek mi?
Güvenmek mi?
Bilmeyeceğim, görmeyeceğim, güvenemeyeceğim bir uçuruma inatla asılıp tutacaktım ellerini…
Renksiz toprakların fidanlarında hıçkıran çiçek mi olacaktı sonsuz sevgim?
Olmayan duyguların paylaşılmasını isteyecek kadar aptaldım belki de…
Sahiplenmek mi?
Sırdaşlık mı?
Yanmak mı?
Hiçbir zaman yangınların sırdaşlığında sahiplenme damarların atmayacaktı Adamım…
İnatla sevdim.
İnatla devam dedim.
Sonunu gördüğüm yollara teslimiyet veremedim lakin belirsizliğin ipleriyle saraylar döşedim…
Ümit ettim, cılız kalmış ay ışığının Güneş’i biz olacaktık.
Ahmakça(!)
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre