Sevmek dediğimiz o şey... Siz hiç kadere inanmadan sevdiniz mi mesela birini ya da birilerini? Sizi de kandırdılar mı hayatınıza giren o mükemmel tiyatro oyuncuları onun için son olduğunuzu söyleyerek. Hayır diyemezsiniz artık; dünya o kadar iyi bir yer değil çünkü.
Sevmek aslında ne diye sormak gerekir içten içe. İhanet, acı, hüzün, mutluluk, keder, yalan hangisi tam olarak tanımlayabiliyor ki 'sevgi' dediğimiz o şeyi? Öyle bir bütünlüğün parçası ki tanımlayamazsınız hiçbiriyle tek olarak bu duyguyu. Sevmek insanı zayıf düşüren, bitiren, insanlığını bitiren, elinde avucunda olanı alan ve her insanın kader diye boyun eğdiği celladı aslında. İnsan karar vererek sevemez mesela. Gözünü ilk kez açıyormuş gibi bakar etrafına, yeni doğan bir çocuk gibi. Sonra mı? Bir bakarsınız elinizde ayağınızda zincirleriniz, boynunuzda kırılması güç bir tasma yavaş yavaş gidiyorsunuz celladınızın önüne doğru.
Sevmeniz için yürek gerekmez aslında. Önce sadakat gerekir; mesela bir köpeğin sahibine gösterdiği gibi bir sadakat olmalı. Güvenmeniz gerekir karşınızdakine; küçükken 1 para yerine 5 para verip bizi dolandıran yakınlarımıza güvendiğimiz gibi saf bir şekilde. Sevmek için yürek mi? Bırakın o sadece sevmekle kalsın. O kadar yoğun olmasına rağmen bu kadar yükü ona yüklemeyin. Bu aslında hiç gerçekleşmeyecek bir tavsiye. Sonuçta bizleri terk edenleri bile biz yürek denilen o ıssız durakta beklemedik mi? Israrla sevmek istiyorsunuz madem bırakın yüreğiniz, vücudunuz, düşünceleriniz birbirinden uzak kalsın. İşte size kocaman bir yük...
Kimisi için zor bu kadar yükün altına girmek, kimisi fazla sever, kimisi satar sevdiğini. Her seven için karşıdaki daha az seviyordur bir nebze. Çünkü odaklanamaz aslında karşısındaki insanın ne denli soğukkanlı bir katil olduğuna. Bunu kimse bilemez aslında, sizi seven insanın içinde kiminle savaştığını bilemezsiniz, sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezsiniz. Çünkü her sevmek başka bir sevginin intikamıdır. Ve bu hayatta intikam sadece geciken bir adaletten ibarettir.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre