Pireye Kızıp Yorganı Yakmak
“Pireye kızıp yorganı yakmak” diye bir deyim var. 2015 Seçimlerindeki durum bana bunu hatırlattı. Burada “yorgan”, AK Parti değildir, Türkiye’dir. Elbette, esas olarak parti değil, ÜLKE önemlidir. Partiler ise ülkeye ne kadar hizmet ediyor ise o oranda değerlidir ya da aksidir.
Kızmakta haklılık paylarınız / gerekçeleriniz olabilir… Temayüle dikkat edilmeden aday belirlenmesi, İstanbul’da “Kürt seçmen sayısı” paralelinde Kürt kökenli adaylara yeterince yer verilmemesi, “aşırı özgüven” denebilecek söz ve davranışlar, ilgililerin seçim çalışmasına yeterince katılmamaları .. gibi “AK Parti eksikliklerinden” bahsedilebilir…
AK Parti'ye oy verecekken vermeyenler, “haklı olsa dahi” şimdi “neye yaradı” diye sorar mı kendilerine?
Göreceğiz, mevcut yorgandan ne kadar kalacak geriye? “Bu günlerimizi arayacak halde” inşallah olmayız!
Öyle mikrofonu ele alıp konuşmaya, birbiri ardı sıra “vaad etmeye” benzeyecek mi görelim?
Sn. Gökçek’in de özellikle belirttiği gibi, İçişleri, Eğitim, Emniyet, Maliye vb. (diğerleri de tabii) kime teslim edilecek?
HDP dersen, polise, askere muhalefetteyken bile “tokat” atmış, “taş atmış” bir geçmişi var! “Dağlar” ile direk bağları var. Sn. “Demirtaş’ın abisi” malum…10.06.2015 tarihli tv ve gazetelere bakılırsa, HDP’nin, hiç de “bağlama” çalarkenki gibi “sevgi dolu olduğu” ya da Hürriyet Gazetesi’nin “Çiçek Çocuk” şeklinde lanse ettiği gibi olmadığı, aksine, bu parti ile direk ilgili kişilerce, BASKININ, adam dövmenin, pencereden beri ev kurşunlama gibi demokrasi ve insanlık dışı uygulamaların kol gezdiği ürkütücü bir ortam var. Daha kötüsü bu olayların önüne geçilmek yerine, “üstü kapatılma, görmezden gelme” gibi tavırlar sergilenmektedir.
CHP’nin, imam – hatipler, kuran kursu, başörtüsü vb. konulardaki meşhur uygulamaları mevcut! İstanbul’u nasıl yönettiği, İSKİ’de nasıl skandal olduğu, kuyrukların nasıl günlük hayatın bir parçası olduğu gibi konular hafızalarda!
MHP’nin iktidara geldiği son şansını iyi kullanamadığı, “DSP’ye payandalıktan” başka kayda değer bir icraatı olmadığı, Merhum MHP Milletvekili Ali GÜNGÖR Bey’in o zamanki bir meclis konuşmasında tam bir MHP’liye de yakışır şekilde yaptığı izahların dikkate alınmayarak istenmediği bir koalisyon ortaklığında bir varlık da gösteremediği, “Öcalan’ın idam edil-memesine” bizzat vesile oldukları hatırlanmaktadır. (Merak edenler Merhum’un o önemli konuşmasını dinleyebilirler.)
Neden Üzgünüm?
Üzüldüm. Niye mi? Vallahi “şahsım için değil”. Kaybedecek bir makamım, terkedilmesi zor bir koltuğum, ballı bir çıkar ilişkim yok? Sıradan bir vatandaşım…
Bu arada, AK Parti’nin “hiç hatası, eksiği yok diyecek kadar” gözü kapalı bir partizan da değilim. Zaten, “bu tür partizanlığın eninde sonunda partiye zarar verdiği” de bir gerçektir. İnsan, eksiğini görmelidir. İnsanlardan oluşan partiler de eksikliğini elbette görmelidir…
Neden üzgünüm? Çünkü, Türkiye, yolu ile havalimanı ile havayolları ile
Suyu ile barajı ile havası ile
Ekonomisi ile yatırımları ile köprüleri ile yatırımları ile
Ülkemize gelen uluslar arası sermayesi ile
Diğer devletler ile rekabet edecek seviyelerde olması ile
İngiliz, Almanya gibi devletleri endişelendirecek şekilde ayakta durabiliyor olması ile
Kendine olan özgüveni ile yabancı ülkelere giderken insanlarımızın rahatlığı ile
Sağlığı ile sosyal uygulamaları ile
ABD ve benzeri devletler ve içteki muhalafete rağmen, ESED ve SİSİ gibilerin karşısında durabilmesi, bu konuda gayret göstermesi ile
İsrail’e, (ki kendi gazetelerinde bir “karikatür” yapmışlar. AK Parti’nin ve özellikle HDP’nin neye tekabül ettiğini net bir şekilde ifade etmişler.(1)) dünyadaki onca etkisine rağmen dik durabilmesi ile ..
Belli bir ÇITAYA ulaşmış bir Türkiye var.
Çıtayı görüyoruz. Biliyoruz… Çünkü “2002’lerde ve öncesinde” çıtanın ne düşüklerde olduğunu, hatta bazı konularda “çıta falan da olmadığını” da gördük, yaşadık…
Ekonomi kötü olduğu gibi, demokrasi de oturmuş değildi. İki de bir darbe oluyordu. Darbenin fizikisi olmasa, “post moderni” oluyordu mesela. Hem de “1000 YIL sürecek” diyecek kadar cüretkar ve kinli idi yapanlar…
“Darbelere alkış tutan kesimler” vardı. Teşvik edenler vardı. Bu tür girişimleri, manşetlerine, - seve seve ya da postal yalama sevdasıyla - taşıyanlar vardı…
Yapmak Zordur
YAPMAK zordur. Mesela; “havalimanı” yapmak, bir irade ister, ekonomi ister, öngörü ister, tasarruf ister… Yapmak, "YAKMAK gibi" kolay değildir…
YAPMAK, uluslararası güçleri, onların ülkemizdeki uzantılarını rahatsız eder. Krizden beslenenleri, medet umanları rahatsız eder. Düşüncelerinin İngilizlerden Almanlardan farkı olmayanları rahatsız eder. Nasıl ki “yeni havalimanını” Almanların istemediği ve "bizdeki bazılarının" da istemediği gibi…
Benim Yumurtama Bir Şey Olamasın Da …
İdeolojisi, “her şeyin ve asıl, ülkemizin de önüne geçenler” için bir şeyler yapılması, bir şeylerin iyi gitmesi bir anlam ifade etmez. Önemli olan ekonomi falan değildir. Önemli olan Taksim’de 1 Mayıs kutlanıyor mu kutlanmıyor mu? Önemli olan bu…
Önemli olan bazı kişi ve kesimlerin “karını” katlaması, “hükmünü” sürdürebilmesi, “elde ettiği gücü yine elinde” tutabilmesi…
CNN TV için, Doğan Grubu için bu günden itibaren ekonominin “tepetaklak olması” önemli değil. Önemli olan AK Parti gitsin yeter. Kim mi gelsin? Hiç farketmez…
Allayıp puladıkları HDP olur mu? Pekala olur… Merhum Ahmet KAYA’ya Kürtçe klip yapacağı için ÇATAL vb. atanlar, “vay şerefsiz” diye manşet atan Hürriyet gibi gazeteler, “Türkiye Türklerindir” sloganını güya ilke edinmiş olanlar şimdi HDP’ci kesildi! Gerçi bu tür kesimler, “milletin genel tercihi, inancı, tarihi hariç” her role girebilirler, o tür kesimlere her türlü desteği verebilirler ve verdiler…
Zaman Gazetesi gibi yakın geçmişte yurtları “PKK tarafından” defalarca “yakılanlar” bile şimdi HDP’ci kesildi! Hürriyet ile çoktan beri ve seçim sonrasında “AYNI başlıkları” atar oldular.
İbretlik Durumlar
Birazcık vatansever ve - tabiri doğru ise - birazcık İslam inancı olanlar!
Şimon Peres’in sevindiği(2) bir seçim sonucuna, biz neden seviniyoruz ki?
“Türkiye'de DEMOKRASİ kazandı” diyen New York Times (3) ile nasıl aynı düşünebilir, aynı yerde durabiliriz ki? Ve bu gazeteye, “sizde %41 alanlar KAYBETMİŞ mi oluyor? Yoksa, kazanan parti mi oluyor?” sorusunu sormak gerekmez mi?
Keşke, şu anda AK Parti’ye, “gerçekten alternatif” olabilecek bir parti olsaydı üzülmezdim…
(1)http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1407741-israil-medyasindan-skandal-karikatur
(2) http://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/276935.aspx
(3) http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29236215.asp
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Sizin de kabul ettiğini adaletsizlikler mevcut. Bu tip eşitsizlikleri başka partiler yapınca denmeyen laf kalmıyor. Sizin de yazınızda değindiğiniz üzere bilmem kaç yıl önceki hükumetlerin yanlışları buna örnek olarak verilebilir. Ama her ne hikmetse, bunu günümüzdeki hükümet yapınca başlıyor bi savunma merakı... Ama bir şeyi unutuyoruz. Yanlışı bizim sevdiğimiz yapsa bile yanlış yanlıştır.
"Benim yanlışım daha iyi" gibi bir anlayış yüzünden zaten ehil olmayan insanlar idareci oluyor. "Cehape zihniyeti", "mehape zihniyeti" diye bağırarak yıllar önce ölmüş insanların yaptıkları yanlışları günümüzdekilere mal etmek en sade tabiriyle gerikafalılıktır. Bunu şu an oy kotarıp vatandaşı ütmeye çalışanlar çok yapıyor. Ve ilginçtir; prim de görüyor...
El hak yıllar önce insanlar bu ülkede zulüm gördü. Ama bugün halkın %60'ından nefret ede ede, kendine oy vermeyenlerin içinde nefret biriktiren insanları savunurken unuttuğunu bir şey var; sizin 50 yıl öncesiyle ilgili verdiğiniz örneklerin aynısını ve dahi fazlasını bugün sevdiğiniz parti yapıyor. İnanılmaz bir bürokratik güç vardı elinde. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümette böyle bir güç olmadı. 50 yıl öncesinde zulm edenler dahi bu kadar kuvvetli değildi.
Yanlış anlaşılmasın. Güçlü olmak kötü bir şey değil. Ama o güç her dediğine biat etmeyenin tepesine balyoz olarak iniyor ve ülkeyi böle parçalaya durmak bilmeden yürüyorsa, o zaman insanların bu durumdan şikayet etmesi çok normal değil mi? Dünya tarihinde seçmenine "şunları yok edeceğim", "bunlara su yok" diyerek oy toplayan ve en büyük seçim vaadi bu ülkenin insanı olan çeşitli grupları YOK ETMEK olan bir başka parti daha yoktur herhalde. Ve bu insanların ardında halen %40 var.
Yaptığı her türlü yanlışa cevaben bir partinin seçmeni "evet ama..." diye cümleler kuruyorsa, siz burada ne yazarsanız yazın antipatik olacaktır. Kimse artık bu tip şeyler duymak istemiyor. İnsanların midesi bulanıyor artık muhalif olan herkesin alnına etiketler yapıştırılmasından. Çocuk kandırır gibi memleket yönetilmez.
İnsan iyi şeyler yapabilir. Günde 10 vakit namaz kılabilir. 20 defa umreye gidebilir... Ama bazı şeyler vardır ki insanı dönülmez bir yola sokar ve yaptığı bütün hayır hasenati siler süpürür. Bile isteye insanların başlarını ezmeye çalışıp, üstünde tepinen insanlar ne kadar iyi birisi olsa da iflah olmaz.
Bugün bu ülkede koalisyon varsa, sorumlu olarak seçmeni görmek de çok büyük bir terbiyesizliktir. İsteyen sevinir, isteyen üzülür. Ama herşey güzelken "milli irade, milli irade" deyip vatandaş "yetti be" diyince de hain ilan edilmez. Ayıptır. İsteyen de bal gibi sevinir koalisyona...
İnsanlar neden mutlu hiç düşündünüz mü? Bıktık artık bıktık. İllallah ettik. Canımdan bezdim ben. Hiç böyle hissettiniz mi? İnsan müslümanım diyip bunları yapar mı? Her önüne gelene bi sağdan bi soldan vurup "en büyük benim" diye gezersen, eninde sonunda En Büyük kim öğrenirsin... Elhamdülillah bu insanların yaptıkları zulüm en azından duraksadı, inşallah da bitmiştir...
Koalisyon hükümeti iyi bir şey olmayabilir. Ama akp'den daha kötü olamaz şu durumda hiç birşey benim için. Ülkede herşey bitti bir anda. Paralel maralel kalmadı. Hainler ortadan kayboldu. Artık meydanlara çıkıp insanları hedef gösterip bağıranlar yok. Elhamdülillah. Belki tamamen bitmedi ama birkaç gündür rahat bir nefes aldı %60.
Ayrıca hdp'ye değinen akp'liler de bana artık ya bilgisiz ya da kötü niyetli geliyor. Hdp meşru bir siyasi partidir. Yasal değildiyse kurulamazdı. Bu ülkede bi anayasa var. Siz kendi zihniyetinizden değil, işler yolunda gitmiyor diye insanlara terörist muamelesi yapıyorsunuz. Aynı şeyi dindar insanlara yaptılar işte yıllar önce. "Memleket elden gidiyor" diyerek yaptı idareciler o zulümleri. Tıpkı bugünkülerin yaptığı gibi. Akp hükümeti yıllardır hdp'yi geçtim, apo ile müzakere yapıyordu. O zaman alım balım peteğimdi bu adamlar da akp'nin işine çomak sokunca mı terörist oldular? Yıllardır bir yerlerimizi parçalıyoruz teröristle müzakere olmaz diye. Güneydoğu peşkeş çekiliyor, apo şirin gösterilmeye çalışıyor diyoruz. Bunların hiçbirisi yasal ve meşru şeyler değil. Ama ağzını açmadı kimse... Ve akp bizi hain ilan etti. Bu şekilde düşünenleri "terörün bitmesini istemiyorlar" diyerek rencide etti, hedef gösterdi. Hiç çıkıp dediniz mi "ya bu hükümet yanlış yapıyor, teröristle pazarlık olmaz" diye? Varsa yoksa "vardır bir bildiği" dedi insanlar...
Şimdi de ANAYASALAR ÇERÇEVESİNDE kurulmuş bir SİYASİ PARTİ (pkk, öcalan ya da imralı demiyorum) meclise girdi diye vatanseverlik yapıyorsunuz. Kusura bakmayın da sizinkisi partiseverlik... Hala akp'nin "teröristler meclise girdi" laflarına aldanıyorsanız, ya bu ülkede yaşamıyorsunuz, ya olan biteni görmek istemiyorsunuz ya da partinizi çok seviyorsunuz.
Uyanın! Adamlar teröristle müzakere yaptı herkesin gözü önünde. Önce inkar edip iddiacıları şerefsizlikle suçladılar, şimdi de masadan kalkmadığı hdp'ye terörist diyorlar. Geçin bu masalları...
Ayrıca zaman gazetesinde hdp'ye oy vereceğini yazanlar olabilir. Suç mu? Niye gocunuyorsunuz anlamadım? İsteyen verir isteyen vermez... Ülkenin tamamı bile gidip verebilir isterlerse. (Ben vermem o ayrı. Benim gözümde teröriste terörist demeyenin teröristten farkı yoktur. Tıpkı zalime zalim, zulüme zulüm demeyen gibi...) Sizin sindiremediğiniz şey demokrasi. Demokratik sistemlerde insanlar istediği partiye gidip oy verebilir. Yurtlar zaman gazetesinin de değildi ayrıca. Yazarların fikirleri de toptan bir camiayı bağlamaz. Sizin düşünce şeklinize göre zaten bireylerin akılları yok. Bir kişi hdp'ye oy vereceğini söyleyince sanıyorsunuz ki milyon tane adam o yazarın aklıyla iş yapacak. Ne diyim... Değişik bir düşünce şekli.
Ayrıca size göre hdp ile pkk aynı. Böyle düşünen insana zaten bi şey yazmak da biraz boş gibi oluyor. Yurtları hdp değil, pkk bombaladı. Hdp terörü, kürtleri mecliste temsil ederek bitireceğini iddia ediyor. Görmeden de bilemeyiz. Apo ile pazarlık yapıp ülkenin bir kısmını peşkeş çekmekten kötü olamaz herhalde... Olursa da görmüş olacağız ülke olarak en azından...
Son olarak, ülkenin lideri kafasına göre hizmeti çeşitli gruplarla işbirliği yapmak ve hain olmakla itham ediyor. Bunlara inanmıyorsanız eğer yalancı bir adamın dediklerine güven olmaz zaten. Ama inanıyorsanız, aynı kişi şu an oturdu baykal'la pazarlık yaptı. Gazeteler de chp'yi parlatıyor.
Demem o ki siyaset yalanlarla örülüdür. Siyasilerin lafıyla da iş olmaz. Etrafınızda hizmetten tanıdıklarınız varsa, onların söylediklerini siyasilerden daha çok dikkate alın derim. Çünkü bizi hainlikle suçladığı ne varsa kendileri yapıyor bir süre sonra. Üstelik bizi suçlarken de zaten delil falan da sunmasına gerek yok :)
Ayrıca hürriyet zaman aynı başlığı atar oldu ifadesi de hiç hoş değil. Ona bakarsanız erdoğanla da perinçek kanka oldu? Ne yapıcaz şimdi? Siz perinçekçi mi oluyorsunuz bu durumda? Ya da Erdoğan Apo ile görüşmesi için danışmanlarını imralı'ya gönderdiğini söylediğinde de terör destekçisi oldunuz mu? Yahut baykal'la konuştuğunda, ve ilerde chp ile koalisyon kurarsa akp siz de hain olacak mısınız? Demem o ki bunlar çirkin benzetmeler. İnsanlar akp'den bıktı. İçimize nefret tohumları ekenler yüzünden oldu bu. Herkese hain, paralel, düşman derse de olacağı bu. Göbek atmamızı mı bekliyordunuz? Napsın zaman? Akp kafamızı ezmeye çalışırken "tüh be akp iktidar olamayacak" diye manşet mi atsın. Mazoşist miyiz biz yahu ne biçim şeyler yazıyor, nasıl şeyler bekliyorsunuz siz ben anlamadım...
Velhasıl, ben şu an ülkeyi akp yönetmiyor diye acaip mutluyum. Ve %60 da benimle aynı şeyi düşünüyor muhtemelen. Bu, "koalisyon çok iyidir oley" demek değil. Akp zulmüne "yeter" demekti.
Yorum için teşekkürler. Ancak, yorum yazıyı nerdeyse geçmiş.
Emin olun her cümleye ilgilenip cevap verebilecek vaktim yok. Ayrıca çok kişisel tartışmaya girmek istemem.
Sadece bir kaç husus:
1- AK Partiye "% 60 karşı" türü cümleleri dikkatle kurmak lazım. Çünkü bu parti % 48 aldığında da % 52 bu partiye karşı deniyordu.
Mesela, 1950 seçiminden beri %40 gibi oyu zannediyorum 1 kere görebilen CHP,
BU GÜN BU OYU alsaydı, yer yerinden oynardı. Zaten şimdi de bir kısmı gayet sevinçli (oy düştüğü halde).
Peki, o zaman, bazı kesim ve gazetelerin zaman zaman yaptığı tuhaf bir kurnazlık yada anlayışta olduğu gibi
CHP için %40 aldığı zaman, diğer % 60 CHP ye karşı, CHP yine çoğunluğu temsil etmiyor mu denirdi?
2- Evet, ben sıradan vatandaşım. Müteahhit değilim, müdür falan değilim. Bireysel çıkarım yok...
3- AK Parti'nin mesela Kürt, PKK konusunda bütün yaptıklarını,
Bazı yolsuzluk gibi gayri yasal gayri samimi durumlarını tasvip etmem, onları savunmak gibi bir durumum da olamaz.
Ama Kürt sorunu hakkında genel yaklaşımı ve yaptıkları - sabrederek, sineye çekerek - katılıyorum. Ancak, PKK ve sosyalist temelli HDP zihniyeti "daha fazlasını" isteyip olmadık taleplerde de bulunacaktır. Bulunuyor da. Dikkat etmek lazım...
Ne var ki oy verirken bir partiye (hani anketlerde olduğu gibi) "biraz katılıyorun, az katılıyorum" gibi bir seçenek yok, OLSA bu seçenekleri kullanırdım...
4- HDP yasaldır. Fakat hukuk kavramlarından bilirsiniz "her yasal şey" illaki doğru, hak anlamına gelmiyor her zaman...
Ve asla PKK ile HDP'yi ayrı göstermek bana göre sadece YANILTMACA yada anlamama olabilir. Yukarıda herhalde okudunuz, abisi DAĞDA olan bir Başkan'dan bahsediyoruz.
5- İsrail'deki 3 no'daki linkte HDP MİSYONU ile ilgili karikatür size bir şey ifade etmediyse başka bir şey diyemem...
6- Ben ZAMAN gazetesine abone olmamış, o çevreyi görmemiş bilmeyen biri değilim. Buna yaşım ve tecrübem müsait. Ancak, 28 Şubat'ta da 1 yıllık REFAH-YOL hükümetine MİADI doldu şeklinde beyanat veren / verebilen Sn. Gülen ve çevresinin yine o zaman da 28 Şubat mimarlarından Sn. Ecevit'e KARŞI durmayı bırakın, ŞEFAATTEN bahsettiğini .. bizzat yaşadım.
Eğer mesele İLKE ise, İslam ise "yolsuzluk" ise her durumda AYNI TAVRI GÖSTERMEK gerekir...
7- Dedim ya gerçekten bir alternatif olsaydı, üzülmezdim. Bana ŞU ANDA yok. Peki Abdullah kardeşim siz HANGİ partiye oy verdiniz? Bu kadar yorumdan sonra bunu da - isterseniz - bi söyleyin!
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre