Türkiye artık bu coğrafyanın 5 yıldızlı oteli oldu. Tanıtıma bile gerek yok bilen biliyor,üstelik her türlü otel hizmetimiz ile bu zengin topraklar sizi bekler. Ancak tek bir şartla! Onu da yazıyı okuyunca anlarsınız ve bana da kesinlikle hak vereceksiniz. Ne dediğimi çok mu merak ediyorsunuz? Öyleyse devam edelim.
Gün geçmiyor ki ülke yeni bir göç dalgasıyla karşılaşmasın. Bu son olsun dediğimizin peşinde yenileri bizi bekliyor. Türkler misafirperverdir lafı sanırım çok yanlış anlaşılmış hem de çok! Canı sıkılan, baskını yiyen veya zoru gören Türkiye'ye kaçıyor artık metrekareye düşen mülteci sayısını varın siz düşünün. "Almayalım mı!" diye gaza gelenler olmasın. Tamam alalım da Suriye'ye tek komşuda biz değiliz. Bunu birinin artık söylemesi gerek. Ülke ekonomisinin beli doğrulmaz duruma geldi. Malum zorunlu göçmenlere olan misafirperverliğimizden, kemer sıkmasına sıktık da nefes alamıyorsak demek ki! Her göç dalgası yeni bir zam getiriyor beraberinde. Bir de bu yetmiyormuş gibi milletvekillerimizden biri şahane bir fikir öne sürdü:"Yunanistan'ın borcu bizim borcumuzdur ödeyelim gitsin dediler!" Aman bu da bir şey mi öderiz napalım derseniz şaka sanmazlar öderler. Sakın ha şaka yapmayın zira bu siyasiler bizi hiç "ciddiye almıyorlar!"
Kısacası canımız, ciğerimiz, her arenada bizden övgüyle bahseden komşumuz, battı batacak! Artık haberlerde Türkiye'yi biz çok seviyoruz diyen Yunan halkından bolca görebilirsiniz. Eskidenmiş o "Büyük Yunanistan" hayalleri, şimdi bu duruma denize düşenin yılana sarılması dersek ne derece doğru olur bilemem. İyimser olalım sonra yine bizi kötülemesinler mi diyelim? Ya da ATM'lerde komşuya 60 avro sınırı konulunca birde havalarda sıcak olunca, çarptı herhalde sayıklıyorlar mı diyelim? Bilemedim. Oysaki yapılan hesaplara göre Türkiye'de asgari ücretli 2 çocuklu bir ailenin aylık her bir öğünde kişi başına düşen miktar 83 kuruş ediyor. Yani bir kişinin bir öğün payı 83 kuruş! Bir sıfır eksik değil tekrar tekrar okumayın bende ilk başta çok şaşırdım.
Ha bu kadar zengin bir ülkeyiz de çaktırmamak için, hani bak maaşları bile ne kadar çok, ne zengin ülke demesinler diye düşük veriliyorsa, gerçekten çok başarılı bir taktik. Anlayamadık! Ama tüm Dünya anlamış ki bize yükleniyorlar.
Bu yazın turist ziyaretinin bu kadar az olma sebebi bizim, sınıra her gelene "buyursun gelsin" politikamız olabilir. Zira artık bizde turistin adı mülteci oldu. Angelina Jolie'nin gördüğü çocuğu evlat edinmesi gibi bir şey bizimkisi. Sınıra gelen fahri vatandaşımız oluveriyor. Türkiye'de ucuza hatta beleşe tatil yapmak isteyen yakınlarınız varsa şimdi okuyacaklarınızı onlara da söyleyin. Turist yolunu seçipuçakla artist gibi gelirseniz daha gideceğiniz yere varmadan 50 liralık taksimetre turiste 100 dolara patlar hatta yabancı veya yerli turist fark etmez. Bilmeyen olsun yeter!İstanbul'un sarı taksili şehir turları meşhurdur. Hatta İstanbul turu diye Kocaeli il sınırı levhası görürseniz merak etmeyin birazdan bir daha görürsünüz. Bir daha da unutmazsınız. Hediye alsanız 5 liralık çiçek, biblo hadi size 25 lira olsun der, bizim insaflı serbest meslek erbaplarımız. Böyle heyecanlara ne gerek var. Paşa paşa yaya yolu sınıra dayanırsanız yediğiniz, içtiğiniz bizden daha cebimizdeki paramızda size feda olsun!
Her dara düşene "yetiş Türkiye!" olmaz. Biz 80 milyonluk bir yardım vakfı değiliz. Bu savaşlar, anlaşmazlıklar ne ilk olacak ne de son. Yakında ne diyeceğiz biz çıkalım siz mi oturun diyelim ülkede? Bilimde ve sanatta, kısacası her alanda tüketen bir toplum olduğunuz müddetçe hiçbir ülkeye baskı yapabilecek bir konumda olamazsınız. Okumadığımız kitaplar, üretmediğimiz ürünler bize daha çok mülteci olarak... pardon! Turist olarak geri döner.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre