Lanetli Komşu Kızı Bölüm IV

Eve doğru adımlarken arkamda beni takip eden birini hissediyordum. Panik yapmadan yürümeye devam ettim. Kapıyı açarken paspasın altında bir kağıt koyulmuş. Kimden geldiği yazmıyordu kim gönderdi acaba? Kağıtla birlikte içeri girdim. Kağıdı açtım ve sadece kitapta gördüğüm işaretlerle bir şeyler yazıyordu ve kağıdın altında ise iki damla kan. Ne demek oluyor? İşaretler ve kan ne anlama geliyor? Kağıdı masaya koyduktan sonra hemen bu işaretleri araştırmaya koyuldum. İstediğim sonuçları elde edememiştim. Saat çok geç olmuştu araştırmaya yarın devam edecektim.

Artık çok tuhaf kabuslar görmeye başlamıştım. Etrafımı saran,yüzleri gözükmeyen insanlar ''Kimsiniz ve ne istiyorsun benden?'' diyorum ama hiç biri bu sorularıma cevap vermiyorlardı. Kolumdan tutup tuhaf seslerin geldiği bir yere doğru götürdüler ve hepsi karşında duran iki kişiye itaat ediyorlardı. İtaat edilen kişinin elinde yılan figürlü bir yüzük vardı. Neden parmağına takmıyor o yüzüğü? 

Sabahın köründe sanki zorla uyandırılmış gibiydim. Elime kahvemi alıp tekrar işaretleri ne anlama geldiğini araştırmaya başladım. Acaba Emir Bey'in kitaplığında bu işaretlerin ne anlama geldiği var mıdır? Varsa bile nasıl alabilirim o kitapları? Candaş'a ne diyeceğim? Önce bu sorularıma cevap bulmam lazımdı. 

Kağıttaki işaretlerle ilgili bilgi bulamayınca biraz ara vermek istedim. Dışarı çıkıp kafamdaki sorulardan kurtulmak istiyordum.  Araba seslerinin,egzoz dumanlarının olmadığı cennet gibi bir yer olan ''Cennet Bahçesine''(insanı büyüleyici bir etkisi olduğu için bu ismi vermiştim.) gelir kafamı dinlerim ve hep bana huzur verirdi.

...

Saat 17:35 artık ''Cennet Bahçesi''nden ayrılma vakti gelmişti. Yağmurun yağmaya başladı ve zaman geçtikçe şiddeti artıyordu. Yağmurlu hava da eve koşar adımlarla giderken tek görebildiğim şey arabanın ışığı ve üzerime sıçrayan çamur oldu. 

-Hayy aksi şeytan! Umarım bir şeyiniz yoktur?

Arabanın kapısından ince bir ses tonuyla konuşan bir hanımefendi çıkmıştı.

-Kusura bakmayın sizi göremedim. Tekrar özür dilerim. Eğer isterseniz sizi gideceğiniz yere kadar götürmek isterim.

Sesleri duyuyorum ama tepki veremiyorum. Parmağındaki yüzüğe odaklanmıştım, rüyamda gördüğüm yüzüğün tıpatıp aynısıydı. İnsan ister istemez ürperiyor, rüyada gördüğünü bir şeyin aynısını tanımadığın birinde görmek tesadüf olabilir mi? 

-Beyefendi iyi misiniz?

-Evet iyiyim. Önemli değil biraz ileride durak var sizin bırakmanıza gerek yok.

Hanımefendi peki diyerek arabaya bindi ve gitti. Kabalık etmiş gibi olmadım umarım. Durağa doğru adımlarken dün birinin beni takip ettiğini hissetmiştim ama şimdi gerçekten biri beni takip ediyordu. Emir Bey'in evine kadar takip etmeye devam etmişti. Bu arada tesadüfler ve takipler beni yormuştu eve hemen gidip başımı yastığa koyup uyumak istiyordum. Kapıyı açtım ve gördüğüm şeyler karşısında şaşkınlık yaşamıştım.