Neye ve nereye ait olduğumu bilmeden çarpıp duruyorum hayatın o can yakan soğuk duvarlarına. Çok üşüyorum bazen yalnızlıktan. Bazen sensizlik bir başına boğuyor beni. Kurtarıp içimi ısıtan biri var. Bir yuva gibi. Bir sen gibi. Gerçekliğin kendisi. Soğuktan beni alıp bütün benliğime güneş gibi gelen, iliklerime kadar işleyen bir güç gibi. Annem gibi...
Beynimi kemiren binlerce soruya ve acabaya tek bir cevap o. Bir ihanet gelir bulur diye korkuyorum beni. O ihanetleri insanlar henüz bedenine yazmamışken bir sen benim kalbime yazıldın. Herkes bu kirli hayatla mücadeleye girmişken hayata tutundum sana vuruldum. Güneş rengini göstermeden insanlara daha kızamamışken, dünyadaki ilk güneşim oldu o gözlerin. Bir merhabaya muhtaç ellerim ilk ellerinle buluştu ve seninle hayat buldu. Seninle hayat oldu...
Zaman, insana vermekle güçlük çektiği masumiyeti istiyor benden geri. Benim masumiyetim senin sıcak teninken, o masumiyete sıkı sıkıya sarılmışım ben.
Herkes sahte, herkes kirlenmişken bu çakıllı yollarda sen bir doğrusun hayat yolunda... Senin öğrettiğin ateş yakan; yoksa yalan mı ? Hangi yol gittikçe kaybolmayan. Rüzgara bırak anne beni. Rüzgarlar savursun kalabalıklardan, iğne atsan yere düşmez tenhalıklara. Götürsün beni bozkırlara. Yüzünün bozkırlarına gülücüklerini uçursun. Gözlerin ağırlaşsa ve gölgeler düşse de yüzüne, senin yolun hep bana varsın. Ömür boyu benim olan bir gerçek olsun. Ömür boyu tek gerçeğim olsun...
Ben senin sesini duyabilmek için çılgın kalabalıklardan soyutladım kendimi saatlerce. Bin mil öteden daha olsa çıkageldim yanıbaşına. Kulağımda duyarken fısıltını, soyutladığım her yer teker teker bulut oldu. Sen oldun hep sadece...
Benim küçük yüreğim sana taştı anne. Dilimin ucundaki kelime, kalbimdeki söz oldun. Ellerimin sıcaklığı, ruhumun yarısı oldun. Yaralı dizlerime merhem, yaşlı gözlerime mendil oldun. Sen benim kalbimin sesi, annem oldun...
Yüreğimin tek sahibi annem. Küçük ellerim büyürken buruşan ellerinin içinde, saçlarına tel tel aklar düşerken o küçük yavrun hep çocuk olacak. Çocuğun olacak. Ben, senin çocuğun olmakta buluyorum şifamı ve ne kadar büyüsem de hep çocuğun olmak okşuyor o çocuk yanımı.
Gittiğim her yol sana çıktı. Sana çıktığım bu yol hiç bitmesin istiyorum. Hayatıma ışık getir, renk getir. Küçük omuzlarımın taşıyamayacağı yükleri al götür.
Gözlerimin içine bakarken gözlerinin sıcaklığı, bu soğuk şehirlerde ısıt beni. Ben sana yansımış senin aynan olmuşken senin yolundan götür beni. Karanlık hayatıma ışık ol, bu ışıkla büyüt beni. Hep annem ol, hep benim ol...
GÖKÇE GÜRBÜZ
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre