Anlat Küçüğüm.

Merhaba aziz dostum.

Bugün nasılsın ? 

Nicedir aralamaz oldum sayfalarını.

Dokunmaz oldum satırlarına.

Kızgın mısın bana ? 

Ama iyi görünüyorsun, biraz sararmış gibisin.

Ben mi ? Ben iyiyim bilirsin benim en güçlü zırhımdır "ben iyiyim" cümlesi.             

En bilinmiş kalıbımdır. En sert duvarım, en güçlü tabumdur.    

İçim har har yanarken dışarı kahkahalar atmak...

Bunu en iyi sen bilirsin bi tabii.

Nacizane senden başka kimim var sanki.

Hayır ağlamıyorum merak etme.

Gözlerimi yıkıyorum sadece, mikrop kapan yüreğimi, kirlenen hayallerimi.

Sen de duyuyor musun aziz dostum uzaktan bir çığlık sesi geliyor.

Benden mi geliyor ? 

İçimdeki çocuk mu ağlıyor ?

En sevdiğimiz yanım can mı çekişiyor ?

Saf masum hep gülümseyen ürkek yanım mı ağlıyor yoksa.

Anlatır mı bize neden ağladığını sorsak.

Kulak verelim ona belki bize insanlığı öğretir neden ağladığını anlatıp içini döker.

Belki de onun da kanayan yarasına sayfalar basarız aziz dostum.

Haydi kulak verelim.

Ne oldu sana, sen hep gülersin mutlu olursun neden ağlıyorsun.

Anlat bize çocuk.

Bize bizi anlat da utanalım kendimizden.

Fesat yüreğimizden, kirlenmiş kişiliğimizden.

Acınacak halimizi anlat bize.

Ne zaman bu kadar iğrenç insanlar olduk, bu kadar hayat dolu iyilik severken nasıl olur da bu kadar kötü olduk.

Başkası ağladığında içimiz cız eden insanlarken ne zaman başkalarının göz yaşları bizi mutlu eder oldu anlat küçüğüm susma.

Bir başkasının hayalleri umutları bizi de mutlu ederken o umutları hayalleri zehir etmek bizi ne ara tatmin eder oldu.

Sen ağlama çocuk ağlayacak olan bizlerken sen ağlama.

Gülen bizken sen ağlama.

Gülmeyi tertemiz yüreğinle sen hakederken ağlamak sana yakışmıyor küçüğüm.

Haydi tut ellerimizden ve kalk ayağa.

Silelim göz yaşlarını sayfalara.

Bize insanlığı öğretecek sensin, bize bizi hatırlatacak sensin küçüğüm.

Pes edersen bizi yitiririz.

Saflığı masumluğu iyiliği yitiririz küçüğüm.



BURCU BERRA TURAN.