Hüzün Tutulması

Yine hüzün dalgaları vurdu yüreğime. Gölgesini bırakıp kaçtı tebessümler yüzümden. Bulutlar yağmurlarını bıraktı bir bir gözlerime. Güneş de küskün bana bugün. Bir türlü görünmedi bana saklandığı kapkara bulutların ardından. Gel-gitleri yaşarken yüreğim, hüzün dalgaları vurup kaçtı gönül kıyılarımın en acıyan kumsallarına. Kumlarımı götürdü benden, kumları eksiltti.

Yine hüzün rüzgarları esti yüreğimde. Önüne katıp götürdü biriktirdiğim bütün umutlarımı. Bugün de yele verdim ayaklarıma güç veren avuntularımı. Bundandır dik duramayışım. Rüzgara karşı koyamayışım, kaybettiğimdendir yaşama amacımı. Rüzgara kaptırdım umudumu.

Yine hüzün sözcükleri döküldü dilllerden . Yüreğime giden bütün yolları kapatan kelimeler doldurdu kulaklarımı. Yüreğimi donduran asi sözler susturdu beni. Söyleyecek çok söz vardı ama harfler aciz, ben çaresiz kaldım. Parçalayan sözler etrafa saçıldı bugün yine. Hangi sözün beni kırdığını bulmak için toplamaya başladım yerlerden sözleri. Yerlere baktım, yerlerde aradım, yerlere sordum canımı acıtan hangisi diye... Yerde kaldım. Yerlerde kaldım ve yer bulamadım gönül verdiğimin gönlünde.

Yine perdesini örttü gece üzerime. Ayın gecemi aydınlatmasına izin vermedi. Hangi yıldıza döndüysem kaydı gözlerimin önünde. Parıldayan ateşiyle gözlerimi kamaştırarak kaydığına bile şahit tutmadı. Şahit tutulmadım. Tutulan dilim oldu yine. Tutulan yüreğim. Yürek tutulması. Yüreğimin tutulması..