Kız

Gün doğarken bir aşk daha battı ufukta görüyor musunuz?

Size kendimi tanıtayım.Ben aşkı defterine karalamış,uçlarını çakmakla yakıp üzerine parfüm sıkmış kız.Her güneş battığında o gün doğan aşklarlarla avunan,doğan güneşten sonra batan aşklara hüzünlenen kız varya,hah..işte o işsiz benim.

Bunların hepsi yalnızlıktan biliyorsunuz değil mi?Ben çorabımın tekini bile bulmakta zorlanırken,hata çoğu zaman bulamazken aşk beni nasıl bulsun? Öyle bir çelişki işte bizimkisi.Ben ki aşk denildiğinde ilk aklıma gelen şey çikolata,telefonum ve Beşiktaş olan kızım.Aşk gelipte benimi seçecek? Bazen 'Şu aşkın bana zoru mu var?!' diye düşünmüyor değilim.Hani vardır ya böyle,hayatının en üzra köşesinden geçen insanlara aşık olanlar..Bende onların kafasından istiyorum.O insanları kötülediğimden değil.Belki o anlarda alışırda sonra aşık olmayı öğrenirim diye.

Aşkı filmlerde ve dizilerde yaşadığımdan başıma gelme oranı haliyle yok denilecek kadar azalıyor.Ama size bir sır vereyim mi? Aşıkları çok gözlemledim.Platonikleri,birbirini sevip açılamayanları,haberi dahi olmayanları,kavuşamayanları...Cidden onlara kıyasla kendimi misafirlikte terlik kalmayınca delik çorabıyla açıkta kalmış gibi hissettim.Onların yanında aşktan bahsetsem beni dövecekler sandım.

Sonuca varırsak,ben aşık olmadım,olamadım,belkide aşık olmaya üşendim.Evde sıcak kahvem,kitabım,dizim ve yatağımda beni bekleyen peluş ayım varken neden sabahlara kadar benim değerimi bilmeyen,bana zarar veren,canımı yakan bir fani için ağlayıp uykumdan olayım? Uyku bu..ben ki kendi uyku rekorumu kırma şampiyonu olarak bir uykuya haddinden fazla değer veriyorum.Yanisi aşk benden dil çıkarıp nispet yapa yapa uzaklaşıyor.Ama şu bir gerçek,ben aşka aşığım..Ben aşkı uzaktan gizli gizli kesiyorum..Arkadaşımın iteklemesiyle yanlışlıkla ensesine yapışıyorum aşkın.Ben buyum işte;

Aşka platonik aşık olan kız...Image title