Bilimsel içerik: Big Bang yaklaşık 13,8 milyar yıl önce gerçekleştiği düşünülen kozmik var oluşun en kabul gören nazariyesidir. Bu kozmik var oluş tek bir nokta biçiminden günümüze ulaşmıştır. Genişleme enerji ile başlamıştır.. İlk önce şu ikisi oluştu: Madde ve karşıt madde. Tabi ‘Büyük Patlama’ derken patlamadan ziyade bu enerjinin yol açtığı evren genişlemesi anlaşılsa daha iyi olur. Ve halen de evrenimiz genişliyor. Yani Tanrının kozmik senaryo kurgusu nihayete ermedi.
Madde ve anti madde noktadan bir patlama (“noktanın” genişleyip geometrik biçimsellik alması ile) ile oluşan enerjide var olmuştur. Bu enerjiyi var eden etkenin (ilk nedenselliğin) ise bilimsel karşılığı yoktur, zaten bilim bununla da ilgilenmez. Metafizik karşılığı ise Tanrı’dır. Aristo buna ‘Hareket ettirici Güç’ demişti. İşte bu ilk oluşan enerji, iki çok önemli kavramı inşa etmiştir: Madde ve antimadde..
Bilim tarihine göre antimadde ilginç bir tesadüfle bulunmuştur. 1928’de Fizik bilgini Paul Dirac matematikle uğraşırken keşfetmiştir. Antimadde, maddedeki atom altı parçacıklarının ters kutuplu olanıdır. Maddedeki proton + iken, antimaddede - yüklüdür. Elektron - (negatif) iken, antimaddede ise + (pozitif) olup olumluluğun varlık sebebidir. Madde ve antimadde Big Bang sırasında oluşan enerji ile eşit oranda oluşmuş, fakat daha sonra bu ters yönlü karşıt çift birbirine girerek kozmik bir savaş arenası yaşatmıştır. Teoriye göre savaşı kazanan madde oldu ve anti madde yenilerek eser miktara büründü. Madde galip gelince bu kez galaksiler ve tabi ki bizim gezegenimiz var oldu. Ve bütün bunların hepsi 14 milyar yıl önceydi.
Metafizik içerik: Naçizane kurguladığım metafizik içerikli bir nazariye var. Bana göre Tanrıya ulaşmak için mücadele etme kavramı ile imtihan edilme arasındaki doğrusal ilişkinin ontolojik nedenselliği, galaksinin ilk var oluşuna kadar götürülebilir. Bunun evrendeki ilk örneği madde ve antimadde arasında olmuştur. Şurası bilimseldir ki, Big Bang sonrasında oluşan enerji; madde ve antimaddeyi eşit oluşturmuştu. Sonrasında madde bu enerjiyi kendi lehine çevirip antimadde olan çiftini kendinden uzaklaştırdı. Metafizik anlamda bu durum dünya/dünya dışı yaşamlar için bir sınav başlangıcıydı. Bir imtihan olması içinse (Kuran’da geçen iğreti dünya hayatının oyun olduğunun birkaç yerde vurgulanmasını hatırlayınız) oyuncuların yaşamsal alanlarını oluşturması gerekiyordu. Bu da zaman ve mekansız sadece birer yokluk olabilen maddeydi. Madde diğer bir deyişle materyaldir ve materyalizme işaret eder. Antimadde ise maddenin ters yüklerini taşıdığı için maddenin olmadığı kozmik anlam tasavvuruna işaret eder. Yani antimaddeyle metafizik yoluna girilir. Bu da Tanrısal düşünceye ulaşmadır. O halde kıyametle birlikte antimaddelerin yolunu açacak bir kozmik gelişmeye ihtiyaç olacaktır. O da kara delikler vasıtasıyla maddesel alanların (galaksilerin) yutulmasıdır. Bu da evrenin bir veya birkaç parçasının sıcaklığını düşürecek ve evren genişlemeden gerilemeye dönecektir. Maddesel alanın gerilemesi demek, antimaddenin zaman mefhumuna girmeyi başararak kendine bir mücadele alanı bulup maddeyle karşılaşma ihtimalini gerçekleştirmesidir. Madde ve antimaddenin karşılaşması ise bir (maddesel) yok oluştur. Zira enerjiyi lehine çevirecek olan antimadde, maddeyi bertaraf eder ve evrenin en azından bir bölümü için kıyamet yaşanır. Kısacası antimadde Big Bang’daki rövanşı almış olur. Antimaddenin olması ise metafiziğin galip gelmesi ve mücadelenin son bitiş noktası demektir. Yani Tanrının mahşer meydanı kozmosta da gerçekleşir. Bu da başka bir boyutta karbonik yaşamın diriliş sahnesidir. Zira Dünya (madde), tev’em olanı yani çifti olan antimaddesiyle karşılaştığında gezegen olmayacaktı. Bu kıyamette ise kozmik iskeletlerin izi bile kalmayabilir. Yani Dünya gezegeninin de bir çifti var. Dünyasızlık (hiçlik) ise, antimadde enerjisinin egemen olmasıdır.
Zariyat Suresi 48. “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz.”
Görüldüğü üzere bu ayette Big Bang anlatılmakta ve bir ayet sonrasındaysa antimaddeye işaret edilmektedir.
Zariyat Suresi 49. “Herşeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.”
Bu ayeti sadece yaşadığımız doğadaki erkek ve dişi çift olarak düşünmeyin. Kozmik anlamda, manadaki maneviyattır. Aynaya baktığınız yüzün dahi bir çifti vardır. O da sizin olmadığınız haliniz olan antimaddenizdir. O antimaddenin bir kısmı ölümle birlikte kısmen size ulaşmayı başaracaktır.
Sonuçta, madde-antimadde çifti bir arada bulunmayıp enerjiyi kullanarak, yalnızlıklarında da ‘tek vücut’ olmaktadır. Bu yüzden insan sevap da işlemek için gayret eder. Yani o tek vücuttaki ayrı yalnızlığı yaşayan antimaddesini (metafiziğini) arayıştır.
Galip gelen madde, Allahın yürürlüğe koyduğu ilahi diyalektiği evrenin tarihi boyunca işletir. Aynı zamanda bu diyalektikte materyalizmi de var eder. Antimadde ise bunu içeremez. Doğasında sadece ihlas vardır, yalnızca hakikatlerin sorgusuna (kıyamet-mahşer) dönüşü hedefler. Oysa ki, madde hep oyun hayatına alışkındır. Ta ki, antimaddesiyle karşılaşıp enerjiye dönüşene kadar. O halde evrende her zaman bir enerji var olacaktır. Onu sona erdirecek olansa sadece ilahi bir entropi olur. Yani evrenin de bir sonu vardır. Genişletici olan, artık genişletmeyip maddeyi anti maddesiyle çiftleştirerek kozmosu nasıl yoktan var ettiyse, vardan da yok edebilir.
Son olarak şunu söyleyebilirim: Mahşer günü herkes antimaddesiyle birleşecek ve çiftine (hakiki ruh ikizine) kavuşarak, hiç olandaki sonsuzluğuyla buluşacaktır..
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre