'Bizim zamanımızda böyleydi, şimdi böyle' gibi cümleler hep duyuyoruz. Gençlerimizin bu konu da bizi dinlemediklerini ve nasihat, öğüt, yaşanmışlıklardan ders almak gibi bir gayeleri yok. Onlara anlatacağınız sadece sıcak ekmek kokusu olan ve yıllar geçse de eskimeyen o güzel anılarımız…
Şimdiki gibi teknoloji çağı yoktu ama o zamanlar insanların birbirinin gözlerine bakıp hissettiklerini anlayıp ona göre gülerek ağlayarak tepki verdiği zamanlardı . Televizyon, iki kapaklı buzdolapları, çamaşır makinesi , lüks ev eşyalarının , gök delenlerinin olmadığı hatta kerpiç , ağaç ve kireç gibi maddelerden yapılan küçük sevimli ve ev halkının emeği geçen evler vardı. Hem misafirleri ağırlayan oda gece de bize yatak odası olurdu. Saman saplarından yapılan sırt minderleri evin üç duvarını kaplardı. Sobaların çok önemli yeri vardı. Odayı ısıtır, yemek pişirilir, su ısıtılır, kestane atılırdı. Kuzunenin içinde börek, ekmek de yapılırdı ve sabahları o koku içinde uyanırdık. Gece ise sobanın tavana yaydığı ışığa bakarak uykuya dalardık. Sabahları erken kalkardık. Şöyle bir anneden izin alınır ve sokaklara dökülürdük. Erkekler maç yapardı, kızlarda bebeklerle oynar çamurdan pasta çörek yapar bazen ise çember çeviririrlerdi. Kirlenmeden eve gelmek mümkün değildi. Annenin kızması ile Pazar günleri sobada ısıtılan su ile sıra sıra banyo yapardık. Akşamları ise ev kalabalık olduğunda böyle internet oıyunları, tabletler, filmler yoktu. Aileler sohbet ederken bizde isim - bitki -hayvan, hımbıl, misket oynardık ya da kapının önüne çıkıp yakartop, istop, toplu saklambaç, sek sek, mendil kapmaca, aç kapıyı bezirgan başı, yağ satarım… çok oyun oynardık.
Anılarınız yaşatın, paylaşın ve o gülümseme yüzünüzden eksik olmasın…
Bu yazıya 18 yorum yapıldı.
Şimdiki gibi teknoloji çağı yoktu ama o zamanlar insanların birbirinin gözlerine bakıp hissettiklerini anlayıp ona göre gülerek ağlayarak tepki verdiği zamanlardı . Televizyon , iki kapaklı buzdolapları , çamaşır makinesi , lüks ev eşyalarının , gök delenlerinin olmadığı hatta kerpiç , ağaç ve kireç gibi maddelerden yapılan küçük sevimli ve ev halkının emeği geçen evler vardı. Hem misafirleri ağırlayan oda gece de bize yatak odası olurdu . Saman saplarından yapılan sırt minderleri evin üç duvarını kaplardı . Sobaların çok önemli yeri vardı . Odayı ısıtır , yemek pişirilir , su ısıtılır , kestane atılırdı . Kuzunenin içinde börek , ekmek de yapılırdı ve sabahları o koku içinde uyanırdık. Gece ise sobanın tavana yaydığı ışığa bakarak uykuya dalardık . Sabahları erken kalkardık. Şöyle bir anneden izin alınır ve sokaklara dökülürdük .Erkekler maç yapardı , kızlarda bebeklerle oynar çamurdan pasta çörek yapar bazen ise çember çeviririrlerdi. Kirlenmeden eve gelmek mümkün değildi . Annenin kızması ile Pazar günleri sobada ısıtılan su ile sıra sıra banyo yapardık. Akşamları ise ev kalabalık olduğunda böyle internet oıyunları , tabletler , filmler yoktu . Aileler sohbet ederken bizde isim- bitki -hayvan ,hımbıl , misket oynardık ya da kapının önüne çıkıp yakartop , istop , toplu saklambaç , sek sek , mendil kapmaca , aç kapıyı bezirgan başı , yağ satarım … çok oyun oynardık.
O zamanduyguların daha içten yaşandığı dönemlerdi . Cenaze , düğün vb. olaylarda mahalle bir yürek olurdu. Şimdilerde olduğu gibi gök delenler , yüksek apartmanlar yerinde meyve bahçeleri vardı . Elma , vişne , kiraz , armut , ayva ağaçları … canımız çektiğinde gizli gizli girer birkaç tane gizliden alırdık . Bizimde göz hakkımızdı . Sonra bisikletlerimize biner kaçardık. Hafta sonları uçurtmaları alıp yüksek bir yerde uçururduk . Kahkahalar ovanın içinde yankılanırdı . Kuşlar da bize katılır eğlenirdik. Pazartesi gelince sabah siyah önlüklerimizi giyer ve beyaz yakarlımızı takar yarı uykulu şekilde okul yolunu tutardık. Andımızı bir ağızdan söylerdik ve sınıflara doğru ilerlerdik . Sınıfta dört gözle biricik öğretmenimizi beklerdik . Geldiğinde saygıyla ve sevgiyle ayağa kalkar bir ağızdan ‘ Günaydın ‘ derdik. Boynumuzda silgilerimiz elimizde kalemlerimiz ders dinlerdik. O günleri ne kadar da özlemişiz kalbim hızlı hızlı atmaya başladığında anladım bunu . Güzel günlerdi ve aynı zamanda yüzünüzde oluşan o tebessümü görebiliyorum .
Anılarınız yaşatın, paylaşın ve o gülümseme yüzünüzden eksik olmasın …
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre