Düşünüyorum da.. Zamanın eskitemediği yüreklerin, kurdukları hayaller nasıl acaba? Masumluk timsali çocukların kurdukları hayaller kadar gerçekçi olabilmişlermidir?
Rengarenk merkezli bilyelerden, inanılmaz bir hırsla toplamaya çalıştığımız gazoz kapaklarından ya da ayakkabımızın ucuna yapışan cikleti, çakıllı yollara sürterek çıkartma çabalarımızdan bahsetmeyeceğim. Aslolan, o zaman ki hayallerin, şimdi neresinde olduğumuzdur.
O küçük bedenlerimizle kurduğumuz hayallerin büyüklükleri, bedenlerimiz büyüdükçe neden ufalmaktadır? Buna verilebilecek bir çok cevap canlanabilir aslında aklınızda. Hayat telaşı, iş - güç, çil çocuk vs. vs.. Öksüz kalmış bir kuş yavrusunun herhangi bir kıpıtıda ağzını bütün gücüyle gök yüzüne açması kadar acıklı bir senaryo aslında bu.
80-90'larda çocuk olmakla, 2000'lerde çocuk olmak arasında çok büyük bir fark olduğu aşikardır. Bunu farkedebilmek, 80-90'lardaki çocukluğu yaşamış olmakla doğru orantılıdır. Dar sokaklarda kırık tuğlaları üst üste koyarak kale yapılan ve kıran kırana geçen mahalle maçlarındaki galibiyet sevinciyle, oyun konsollarında rakibin joyistiğinin tutukluk yapması sonucundaki galibiyet sevinci arasındaki farkı bir düşünün. Hangisi daha samimi bir mutluluk olur. Her ikisinde de gülücük var değil mi? Her ikisinde de rakibin sinir olması için galibiyet naraları atmak var. farkı; biri bir kişiye karşı, diğeri bir çok kişiye karşı kazanılmış zaferlerdir. yalnızlık yoktur. ne gelibiyette ne de malubiyette.. sosyalliğin en can alıcı noktasıdır aslında bu. sevinince hep beraber sevinirdik, üzülünce de yanında seninle üzülen arkadaşların olurdu, teselli edilirdin o masumiyetleriyle.
hayallerimizden bahsediyorduk. O zamanların şartlarına sığmayan bir dünyanın, yine o zamanın şartlarına sığmayan hayallerinden... büyüyünce ne olacaksın sorusunun en anlamlı olduğu zamanlardı. çünkü verdiğin cevaplar senin kurduğun hayal dünyasının bir ürünüydü. şimdiki gibi çevre koşullarının senin adına atadığı hayallerden değildi. Gökyüzüne baktığında kıkırdayan yüreklerin vatanıydı aslında o zamanlar. Senden başka hiçkimsenin bilmediği bir dünyaydı..
Hayallerinizi eskitmeyin siz değerliler, hayallerinize yeni ufuklar kazandırarak gelecek için umut ışığı olun.. Yalnızlığa kördüğümlenmiş depresif düşüncelerden uzak, her günün aydınlığıyla parıldayan bakışlarınız yansıtsın yarınları...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre