Camın önünde lapa lapa yağan kar yağışını seyrederken saatlerin geçtiğini bile farketmemiştim.Aniden çalan telefonumla irkildim.Fakat gözlerimi camdan bir saniye bile ayırmak gelmiyordu içimden.Telefonumu açıp açmamakta biraz tereddüt yaşadıktan sonra istemeyerekte olsa açtım telefonu.
"Efendim teyze?" dedim fakat karşıdan sadece hıçkırık sesleri geliyordu."Teyze konuşsana n'oldu" dedim, teyzem hıçkırıkları arasında sadece "Türkan" diyebildi ve sustu.O an dizlerimin beni taşıyamayacak şekilde halsizleştiğini farkettim ve olduğum yere çöktüm.Ne ara ofisten çıktım ne ara arabayı çalıştırıp o kadar mesafeyi gidip hastaneye ulaştım hatırlamıyorum bile.Hastaneye gittiğimde odaya giremeyeceğimi ona sadece camdan bakabileceğimi söylediler.Her yerine makine bağlamışlardı, yüzü bile görünmüyordu.
Kendiliğinden akıp giden gözyaşlarım arasında "Hani beni hiç bırakmayacaktın, hani hiç ayrılmayacaktık, hani bu akşam beğendiğin o siyah kabanı almaya gidecektik" diye fısıldadım."Hadi n'olur uyan evimize gidelim, ben yine senin dizlerine yatayım sen saçlarımı okşarken uyuyakalayım"diye kendi kendime söylenirlen aniden makineler ötmeye başladı ve birsürü doktor koşar adımlarla içeri girdiler.Dakikalar sonra doktor dışarı çıktığında dudaklarından çıkan onca kelime arasından sadece "üzgünüm"kelimesini duyabildim.Ve az sonra seni sedyenin üstünde dışarı çıkardılar yüzünde bembeyaz bir örtüyle.O an nefes alamadığımı hissettim ve olduğum yere yığıldım.
Uyandığımda kendi odamdaydım beynim uyuşmuş gibiydi.Tüm olanlar bir bir gözümün önünden geçti.Odadan çıktım, herkes ağlıyordu.Koşarak dışarı fırladım.Ağlamaktan buğulanmış gözlerimle beni kollarımdan tutmaya çalışanların kim olduklarını seçemedim bile.Altı kişi seni bir tabutun içine koymuş omuzlarına almış götürüyorlardı.
"Hayır durun onu götürmeyin, yalvarırım götürmeyin.Nereye götürüyorsunuz onu?" diye bağırarak arkalarından koştum ama beni dinlemediler yollarına devam ettiler.Daha fazla ilerleyemedim dizlerimin üzerine çöktüm ve "Beni bırakıp nereye gidiyorsun, anne?" diyebildim....
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre