DÜLGER BALIĞI

       Biz insanoğlu en iyi canlıları bile kötü yapmaya çalışırız.Neden bunu söylüyorsun derseniz bir örnek vereyim;deniz insana huzur ve sûkûnet verir. Binbir türlü canlı yaşar o uçsuz bucaksız mavilikte. Bu maviliğin ev sahiplerinden biriside peygamber balığıdır. Acayip şekillerindeki fazlalıkları sanki çekiç kerpeten,pense gibi geliranında. Tamam! Görüntüsü çirkin olabilir ama etide bir o kadar tatlıdır. İlk baktığınızda ondan korkabilir bu ne biçim bir balık diyebilirsiniz? Tadının lezis olduğu konusuna gelince eminim ki “ Bu balık mı lezzetli ” diyeceksiniz. Peygamber balığının diğer bir adı da dülger balığıdır. Dülger balığı denizdeyken dünyanın en harika taşlarının ışıltısından daha parlak ve göz alıcı renklere sahiptir. Denizciler gelip onu yakalayıp da baş aşağı asana kadar. O anda o, güzelim renkler gri-siyah oluverir.Balıkçıların bu acımasızlığına karşı onlarda hırçınlaşmış ve balıkçı teknelerini batırmaya başlamışlar. Balıkçılar öyle bir hale gelmişler ki sırf bu balığı tutabilmek için denize çıkarlarmış.

       Bir gün Hz. İsa Peygamber balıkçıların yanına gitmiş ve balıkçılar da:“ Bu dülger balığından biz çok çektik. Sürekli tekneleri batırıyor insanları yaralıyor.”demişler. Hz. İsa Peygamber bu söz üzerine dülger balığının iki yüzgecinden tutup bir şeyler fısıldamış ve o günden sonra o hırçın balık gitmiş yerine çok uysal bir balık gelmiş. O günden beri denizin en uysal balığı hangisidir?denildiğinde dülger balığı anılır o’dur denilirmiş. Dülger balığının adı olanlardan sonra peygamber balığı olarak kalmış. Hz. İsa Peygamberin tuttuğu iki yüzgecinde de Peygamberin parmak izi kalmıştır.

       Hayat her zaman böyle değil midir? En uysalı bile zamanla hırçınlaşır en hırçını da bir zaman sonra uysallaşır. Buna neden olan en önemli faktör de insandır. Biz insanlar her bulunduğumuz ortamı kendimize benzetmeye çalışır düzen bozar onu olduğu gibi kabullenemeyiz. Bu davranışımız da geri dönüşü olmayan sorunlara neden olabilir. Tek duam benim her zaman ki gibi; Ey sevgili ışık bana yol göster manzarayı görmek istemem ki bana bir adım yeter. Elindekilerle yetinmesini bilmeyen ey insanoğlu sözüm sana ne olur silkelen biraz. Aza kanaat edemeyen çoğu hiç bulamaz...Gözün değil gönlün yüce olsun inan o zaman her şey yoluna girecek...Herkezin kusurunu görüpte kendini kusursuz sanmaktan vazgeç o zaman ruh huzuru da bulacaksın inan...

KEZİBAN SARIKAYA SARI