Bizim oralar


Bu köy... Bu kendine hayran, bu kendine dargın...

İnsanları güzel, insanlarına hayran...

Boztoprak dağı Bızırxane köyünün sırtı,

eteğinde çayırlar,

sabah çayırlara doğar gün,

akşam olunca sessiz olur buralar,

dama çıkar insanlar, yıldızları sayarak hayal kurar, hayal de uyuya kalırlar.

Çocukları vardır bu köyün, her biri birer yiğit.

Muhammed, orhan, kadir, mamo, ve diğerleri...

Küçük bir bakkal, bardak çekirdek, tarihi geçmiş meyve suyu ve cigara...

Suyun kenarına oturulur burada, cigara içilir babadan, abiden gizlice..

Yollarımız yeni asfaltlandı,

Daha iyi ya lastik ayakkabıların ömrü uzadı..

Koşar ordan biri "tandır yakıldı", beklerdik orda boynu bükük, bir parça tandır ekmeği bekleyişi..

Toplar kadir çocukları, 

dereye yüzmeye,

çayırda yürülür, koşar mamo ordan "fecri abé dereye pislik döktü."

Fecri abi başka bir yere çıkmaz her sene köydedir, her sene kurbanlık besler ve her sene ahırın pisliğini dereye döker..

Dönerler çocuklar çayırdan boynu bükük,

yine yüzmediler..

Köye girerler, büyük su deposu köyün  içinde,

otururlar orda saatlerce.

Mamo gönderir beratı, bakkala cigara almaya..

Kaçak cigara, o küçük yaşta ciğerleri kaçak sigara dolan çocuklar, o yiğit çocuklar..

Güzeldir yürekleri...

Ve yine akşam oldu, mamo abi başkan deriz..

Atını almaya gelir çayırdan, biner atına süzüle, süzüle çıkar yokuşu..

Arkasından yürürüz,

tepede taşlar var, orda otururuz sohbet ederiz.

Sonra dağılır büyük abiler,

yeni yapılmış camiinin bahçesine gideriz,

mamo gönderir beratı, semaver getirtir..

tahta kırarız, semaver yakarız,

bir semaver dolusu çay, bir de cigara başka ne isteyeyim..