Mucize...

Mucize kelimesini, kendi gibi kısacık anlatmak isterdim. Ancak,anlatacak o kadar çok şey varki bu küçücük harflerin oluşturduğu kısacık kelimenin içinde barınan. Bence mucize diye başlamak istiyorum. Bence Mucize,

Küçük bir kızın yeni çekilmiş dişini büyük bir cesaret göstererek gülümsemesidir. Saçlarını kesen genç kızın korkmadan, ayak uçlarına düşen saçlarına bakmasıdır. Bir genç kızın ilk defa aşık olduğu oğlana hayal kırıklığı ile bakmasıdır mucize.

Uyuduğunda en çok istediğin şeyi görebilmektir mucize. Ya da kötü bir olayın ardından iyi bir haberin seni karşılamasıdır mucize. Nefes alıp vermemizin kısacık saniyelerde olup bitmesi de bir mucizedir. 

Dostta bir mucizedir. En olmadık zamanda büyük samimiyeti ile karşına çıkar. Dünyadaki en büyük mucize bence 'dost'tur.

Mucizenin olması için olağandışı bir şeylerin var olmasına gerek yoktur. Gökten uzaylıların inmesi,dünyanın basılması,insanların doğaüstü güçleri olmasına da gerek yoktur.  Belki de benim burada 'mucize' yi anlatmaya çalışmamda bir mucize örneğidir. İnsanın görebildiği her şey küçük birer mucizedir. Başta verdiğim örnekler gibi. Bir küçük kız için çekilen ilk diş büyük bir mucizedir. Her aynaya geçtiğinde yerinde olmayan bir diş ile karşılaşmak büyük hayal kırıklığı yaratır. Gülümsediğinde büyük ihtimal karşındak görür ve bu utanç olabilir. 

Saçlarını kendi makası,kendi elleri,kendi hayal gücü ile kesen genç bir kız içinde ayak uçlarında birikmiş ve artık onda olmayan saç tellerine bakmak aynı derece de küçük bir mucizedir. 

Ya da bir genç kızın içinde bastırmadığı o samimi duygular karşısında sevdiği oğlan ile göz teması kurmasıdır o küçücük mucizelerden biri.

Mucize için dünyanın olağanüstü bir yer olmasını beklemeyin. Yaşadığınız,karşılaştığınız her şey 'mucize' kelimesi kadar küçük olsa bile yeterlidir. Bu yüzden küçük mucizelere kapı açın.