Bugün yine üniversite sınavı var. Bu bana, şimdi bir ömür kadar önceymiş gibi gelen, kendi sınav günlerimi hatırlattı.
Yaşadığımız ilçede bu tip merkezî sınavlar yapılamıyordu o zaman. Bir buçuk saatlik mesafedeki büyük şehre gitmek zorundaydık. Şehirde bir gece evinde kalacak kimsemiz olmadığından, sınav sabahı erkenden gitmek zorunda kalıyordum. Sınıf arkadaşımın babası sağ olsun bizi arabasıyla götürür, kendi çocuğuyla birlikte birkaç çocuğu daha sınava girecekleri okullara yerleştirir, dönüşte de tekrar toplar getirirdi. Hâl böyle olunca sabahın kör karanlığında çıkıp yollara düşer, uykusuz ve yorgun bir şekilde sınavlara girerdik. Sonuçlar pek istediğimiz gibi olmamakla birlikte, şu veya bu şekilde hayatın bir ucundan tuttuk, kırk yaşına geldik.
Eskiden yaşadığımız şehirde şimdi artık merkezî sınavlar yapılabiliyor ve gençler 2-3 saatlik bir sınav için sabahın köründe ya da kalacak yerleri varsa önceden o şehre gitmek zorunda kalmıyorlar. Sabah daha dinlenik bir şekilde sınava girebiliyorlar ki bu nimetin belki de farkında değiller.
İnsan yirmi yıl sonra geriye dönüp bakınca, o eğreti koltukta uyku sersemi bir halde hayatının sınavına gitmek üzere seyahat eden gencin ruh haline bakıp, bugün sınava giren gençlerle empati kurabiliyor. Eğitim sistemimizin bir gün, daha yönlendirmeci bir temele oturması dileğiyle, sınava giren tüm arkadaşlara başarılar dilerim.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre