Vicdanı olan herkes adaletin gerçekleşmesini ister. Çoğunluk için adalet vazgeçilmezdir. Hangi insaflı insan mazluma karşı zalimin yanında yer alır ki? Ya da insan zalimden taraf olur mu? Kuşkusuz bunu kimse istemez. Fakat görüyoruz ki dünya da Akif'in dediği gibi zalimler mazlumun iniltilerini ney gibi dinliyor. Malesef bir çogumuz da ses çıkaramıyoruz. Bu ses çıkarmama sanıldığı gibi zalimden yana olunduğu için değil; ona güç yetirilemediği için. Zaten insan özünde de getçekten aciz yaratılmıştır. Bir diş ağrısıyla ağlayabilir, böbrek taşı sebebiyle kıvranabilir, çocuğu kucağında ölse sadece çaresizce bakabilir. Ne yazık ki kurtarmaya güç yetiremez.
İnsan kendi vücuduna bile hakim değilken adaleti nasıl sağlayacak? Nasıl zalime karşı duracak? Mazlumun yanın da nasıl yer alacak?
Küçük bir kainat olan insan yaratıcısına dayanmadıkça ne adaleti sağlayabilir ne de dünyaya düzen getirebilir. Musa as'a denizi yaran, İsa as'ı babasız yaratan, İbrahim as'ı ateşte yakmayan; firavunu suda boğan, Nemrut'u sinek ile öldüren Allah dilerse elbette ki aciz kullar ile de büyük işler yapıp kudretini gösterebilir.
Küçük işler ile büyük işler yapmak Allah' ın şen'i' dir. Yeter ki Allah'in yardımı insana yetişsin. Allah kendi kelamın da "biz ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz" (fatiha suresi) demek suretiyle kendi yardımının neye bağlı olduğunu gösteriyor.
İnsan ancak kulluk sayesinde ahiretini kurtardığı gibi bu dünyaya da adalet, barış ve huzur getirmek istiyorsa yine kulluğa sarılmalı, onunla yücelmelidir. Görecek ki o zaman problemler kendiliğinden çözülüyor. Zaten çok merhametli Rabbimiz kelamını bunun için indirmedi mi?
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre