Bir milletin en önemli unsurlarından biri adalettir.Adaletin uygulanabilmesi için önce tanımını bilmek gerekir.Adalet; yasalar karşısında herkesin eşit ve tarafsızca yargılandığı, yaptırımlar uygulandığı bir koldur.
Adalet karşısında, suçlu olmadığı halde suçlu bulunan ve ceza alan insanlar, toplumda derin yaralara yol açar.Yine adalet karşısında, suçlu olan ancak aklanan insanlar toplumun vicdanını rahatsız eder ve halkın devletine olan güvenini sarsar.Adaletin somut olmayışına rağmen teraziye benzetilmesinin nedenide bundan ötesi değildir.
Derler ki; "İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır."Adil olmak o kadar zordur ki bazen sevdiklerinizle haksız olan insanların yüzüne aynı anda bakarsınız.Adil olmak bir lükstür, sağlam bir kişilik ve kimi zaman taştan bir kalp ister.Sevdiklerinizi sattığınız ve bunun sizi kötü yapmadığı tek yer adaletin koynudur çünkü.Adil olmak bazen milyonların karşısında durabilmeyi gerektirir;Bazen azınlık haklı, çoğunluk haksızdır.Bu durumda Mahatma Gandhi'nin de dediği gibi "Haksızlığa sapıp çoğunluğun seni izlemesindense, adil olup yalnız kalmak iyidir." Düşüncesiyle yürümelidir insan.Adalet şaşırtıcıdır, doğru uygulanırsa var olmayan milletleri millet, devletleri devlet yapar; olaki yanlış uygulanırsa var olan devletleri yok, milletleri bir hiç yapar.Bilinmelidir ki; en merhametli insan, adaleti en acımasız uygulayandır.Olaki hükmü merhametsiz bir insan görürseniz ona kızmayın keza yufka yüreklidir, kalbini kırarsınız.
Her dinde az veya çok adalete önem verilmiştir.Bilinmelidir ki adaleti uygulayamayan hiçbir ulus devlet olamamış, hiç bir devlet yıkılmadan kalamamıştır.Haksızlığa sapan herkesin üstüne adaletin çekici de düşecektir!
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre