Bir hayat var dışarıda bizi gerçekleriyle düşürüp düşürüp kaldıran. Her köşe başında sanki çelme takar gibi düşürüyor. Sevdiğimiz birini kaybedince döktüğümüz gözyaşları, sevgilimizden ayrıldığımızda paramparça olan yüreğimiz, hedeflerimize ulaşmayınca başarısızlığımızın yüzümüze vuran ifadesi, bir yarışı kaybettiğimizde sonsuza kadar kaybedenler kulübünde kalacağımız hissine kapılmamız, tek bir sözde kırılan kalbimiz, istediğimiz bir şeye sahip olamadığımızdaki hüznümüz, geleceğe dair güzel planlarımızın bazen tek bir olayda dağılması ve buna benzer daha birçok duygu durumlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların yanında harika şeylerde gerçekleşiyor hayatımızda ama unutmayalım ki daima mutlu olmaya programlanmadık.
Aslında kastedtiğim şey bu kadar reelliğin içinde yaşarken kurduğumuz hayaller.
Spesifik olarak kurduğumuz bir dünya ve orada her şey bambaşka. Bunca şeyin içinde sığınacağımız bir evimizin olması gibi bir şey. Sonsuza kadar bizi mutlu etmiyor hayaller ama içinde bulunduğumuz durumlardan bizi kısa süreliğine alıp güzel şeylere sürüklüyor. Kim olmak istersek olabileceğimiz, zaman kavramının yitip gittiği, gerçekliğin toz bulutu olup uçtuğu, kapılarını sadece bizim açabildiğimiz bir yer olması belki de hayallerimizi daha özel kılıyor.
Belki de bu yüzden hayallerimiz içinde yaşadığımız en özgür dünyamızdır.
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre