Uğruna kılıçların kuşanıldığı, Hz. Muhammed’in “İstanbul elbet fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir.” sözünün şerefine dahil olmak için padişahların fetih mücadelesine girdiği, şehirler şehri aziz İstanbul…
Tarihi yarımadasıyla, surları, hanları, hamamları,köprüleriyle ve kendine özgü mimarisiyle canım deniziyle,gönülleri fetheden,bir görenin tekrar tekrar gelmek istediği,aşık olduğu büyüleyici şehir. Ne büyüksün ki peygamberimizin hadisine konu oldun,ne yücesin ki seni genç yaşta Sultan Mehmed fethetti ve ne kadar görkemli,asil ve özelsin ki nice sevdalara konu oldun,adına şiirler destanlar yazılar yazıldı,her biri birbirinden özel yazılarla dillere destan kalplere sevgi oldun.Anlatmaya kelimeler saatler yeter mi bilinmez,aşıklara kucak açan büyük gönüllü şehir,denizin, mavin, martıların yeşilin, Kız kulesiyle, Galata Köprüsüyle, Topkapı Sarayı'yla, Dolmabahçenle, Mısır Çarşın, Kapalı Çarşınla Tramvayınla daha neler nelerinle gezmeye günlerin yetmediği,aşık olunmaya doyulmadığı canım İstanbul...
İstanbul anne kucağı, İstanbul vatan sevdası,1453 ten sonraki adı İstanbul.İki yakayı biraraya getiren,Asya ile Avrupa yı kardeş eden sensin,övün kendinle,eşsiz mimarinle ezan seslerinin birbirine karıştığı camilerinle övün, hangi şehire nasip olmuş tüm bu güzellikler? Güvercinlerine, martıların semasında uçuştuğu ilahi şehir, yaşanmaz burada deseler de üç gün sonra özlenensin.
Eyyy dünyanın başkenti, selam olsun sana,Yeditepe'ne selam,Sultanahmet'ine selam, Ayasofya na selam,denizine martına selam,ey şehirlerin şehri unutur muyum seni...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre