Hayata gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren bir amaç doğrultusunda yaşamaya başlarız.Acıktığımızda ağlarız mesela karnımızı doyursunlar diye ya da çok istediğimiz oyuncak alınsın diye ağlarız.Öyle değil mi? Zaman geçtikçe etrafımızda olan biten herşeyin farkına varmaya başladığımız anda hayal kurmaya da başlarız.En basiti bir mağazanın önünden geçerken bir elbise görürsün ve kendini o elbisenin içinde hayal edersin. Ne kadar da yakışmıştır sana o elbise. Bir sonraki gidişinde ilk işin o elbiseyi almak olur. Çünkü insan,hayal ettiği sürece bütün ideallerini gerçekleştirir. Çünkü insan,gözüne kestirdiği hayal çizgisi ne kadar uzun olursa olsun sonuna kadar gitmek için elinden gelen herşeyi yapar.
İnsan tüm hayatı boyunca sayısız hayal kuran bir varlıktır. Peki hayallerimizin peşinden mi gitmeliyiz? Yoksa ''hayal canım işte''diyerek geçiştirmeli miyiz?Çok hayal ettiğin ama insanları o mükemmel hayaline inandıramadığın için vazgeçtiğin an,kendine hayatının en büyük kötülüğünü yapmış olursun.İnsan kendi kurduğu dünyasında mı? Yoksa kendisi hariç herkesin kurduğu dünyasında mı yaşamalı? Tüm bu soruların cevabını vermek sandığınız kadar zor değil. Eğer hayalin doğrultusunda ısrarcı ve kararlıysan sonunda mutsuz olsan bile o senin hayalindi,bundan asla pişmanlık duymazsın.
Bazen küçük bir hayalini gerçekleştirerek tüm dünyanı değiştirebilirsin. Çünkü bazen, hayatınızın dönüm noktası küçük bir hayalde gizlidir.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre