Antibiyotik kullanımı pek çoğumuzun bildiği üzere penisilin adı verilen 'mucize ilaç' ın keşfiyle başladı. İlkin onu bulan Alexander Fleming bile onun adeta bir bakteri silahı olduğunu farketmemişti.
^^Zamanın mucize ilacı^^ adını ise türlü çeşit iltihaplardan , beyin apsesine,yanıklardan farenjit gibi enfeksiyon hastalıklarına savaşta olan üstün muvaffakiyetlerinden alıyordu.
Yan etkileri yok değildi elbet lakin insanoğlunun kronik ölüm korkusu ölümü bile göze almasın yetiyordu her zamanki gibi.
Bakteri ıslahında açılan çığır, yeni ve özgül ilaçların keşfiyle devam etti. Her yeni ilaç düğün bayramla karşılandı tıp dünyasında...
Gel zaman git zaman bakteri denilen mikronluk canlıların da o kadar basit yaratılmadığı, ona da bir savunma mekanizması verildiği anlaşılmış oldu.
İnsanoğlunun kimyevi mucize ilaçları onun duvar yapısını, enzimlerini, hatta DNA üretimini engelleyedursun, bu minik canlılar adeta kamuflaj rekortmeni gibi ilaçtan köşe bucak kaçmaanın bir yolunu buluyordu.. Yeni reseptör geliştirmek mi dersiniz, vücut hücresini taklit etmek ki, hücre duvarını kalınlaştırmak mı.. her yeni antibiyotik onlara yeni bir savunma mekanizmasını gerektirdi.
Her üretilen ilaca yeni bir direnç , yeni bir gen, yeni bir özellik geliştirdi mikroplarımız.
Ancak insanoğlunun asıl felaketi bu değildi, asıl felaket ; bu kamuflaj ve direnç özelliğini aralarında paylaşıp nesillerine aktarmaya başlayınca başladı. Mikroplarımız direnç için GENlerini kullandılar !
Bakteriler bu dirençli genleri aralarında paylaşıp çoğalttıkça çoğalttı. Biz ilaç ürettikçe onlar direnecek gen ürettiler.
Dünyadaki tüm bakteriler akraba olduğundan bu gen havuzu tüm dünyanın ortak derdi haline geldi
Benim bakterim senin bakterin veya benim bedenim benim mikrobum kuralları geçmiyor burada.Dünyayı ortak kullandığımız için bu minik misafirlerin gen havuzunda hepimizin bir payı var.
Kul hakkı mevzusu olduğunu düşündüğüm nokta ise tam burda başlıyor.
Devamlı ilaç kullanan toplumların dirençli bakteri sayısı inanılmaz artarken ilaç kullanmayan bireyler de bu dirençli ortamdan nasibini almış oluyor.
Yani ; ilaç bağımlısı amca- teyzeler ufak bi iltihap vs de kutu kutu ilaç kullandığı için olası ilaçlara oluşan dirençli bakteri nesli yüzünden, diğer yanda daha ciddi vaziyetteki başkası ya tedavi için inanılmaz yan etkileri göze alıyor ya da tedavi olamadan dünyaya veda ediyor.
Antibiyotiklerin altın çağı bitti !! Dirençli bakteriye ilaç dayanmıyor..
Meseleye bir de kul hakkı açısından bakarsak belki hekimlerimiz ne olur ne olmaz diye yazdığı sürüyle antibiyotikten; halk da 3 günlük ciddi olmayan sorunlarında bu ilaçlara sığınmaktan vazgeçer vesselam...
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Mümkünse editörler tekrar "denemeler" kısmında yayınlasa. Daha çok okuyucuya hitap eder..
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre