Bir milletin ayakta kalması için ilk şart adalet ise en önemli ikinci şartta ahlâktır. Ahlâk bir binanın temeli gibidir. Kur'an-ı Kerim de daha ilk inen ayetlerde Kainatın Efendisi'nin sav ahlâkı vurgulanır. Ahlâkı olmayan toplumun ne yazık ki güven veren adalet anlayışı da yoktur. Bundan dolayıdır ki bir milleti ele geçirmek ya da yok etmek isteyen neşteri ilk olarak âhlaka  vurur. Ahlâkı olmayan toplum gelecek vaad etmediği gibi çöküşüde yakındır.

Günümüz de harpler silahlardan daha çok kalemle yapılmakta. En büyük silahların başında medya gelmektedir. Tv programlarıyla beyinler esir alındığı gibi işlevsiz hale getirilmekte. Dikkat edildiğinde günümüz tv programları sanki sırf bunun için var. Her program veya dizi "biraz daha ne koparabiliriz"in derdinde.

Bir çok dizi ile insanın en temel ihtiyacı olan sevmek sevilmek duygusu parçalanmakta. İhanet, entrika, aldatma sıradanlaşmakta. Birden çok ve uygunsuz ilişki normalleşmekte. Hele evlilik programları ile aile hayatı, eşler arasındaki mahremiyet yerle bir edilmekte. Ve bunlar çok ustaca bir o kadar bilinçlice yapılmakta. Tartışma programları ile hedefe varmak yerine kin, nefret ponpalanmakta. Bizler de ekran başında ne olduğunu anlamadan ve çoğu zaman kendimizi kaptırarak boğulmaktayız.

Bir toplumun medyası onların ahlâkını yansıtır. Sigaranın ilkokula, alkol ve uyuşturucunun liselere kadar düştüğü yerde acaba önlem olarak ne yapacağız. Nesil günden güne çürürken; tek dert cinsellik, eğlence olurken akıl ve vicdan sahipleri ne yapacak? Korkarım ki M.Akif'in dediği gibi: "Bu izmihlal ahlakı yürürken, kalmaz istiklal" 

Hayatın her alanında, her konuda seçici olan insan tv programlarında da seçici olmalıdır. Her eşyayı evine sokmadığı gibi, her programıda evine almamalı. Her bozulma veya çöküntü zamanla, zaman içerisinde olur. Hiç farketmeden -Allah korusun- maddi manev bir çok değeri kaybedebiliriz. Bazı kayıpların tamiri yıllarca sürebilir; sürebilir de istendiği gibi olmayabilir. Böyle çöküntülerden Allah bizleri de neslimizi de muhafaza buyursun.