Herkese Selam, Sana Hasret

Biz sevdayı Nazım Hikmetten öğrendik. Şiir gibi kadınları şiir gibi sevmek lazımmış dedik. Koca gözlü dev koca da yürekliydi bize. Nazım Hikmet; Hep sevmenin hiç kavuşamamanın fotoğrafı. Nazım hikmet; Bize yüreği aşkla yanan kadınların aşkta ki duruşunun fotoğrafı. Nasıldı Nazım Hikmetin Piraye’ye aşkı. Bana tek bir Nazım hikmet aşkı hatırlatmasa da sevdayı. En  çok yüreğime dokunanı Piraye ile olan olmuştur. Onlar gül ile Bülbüldür, hasrettir, ayrılıktır. Ayrılık da olsa sevdanın sadece kavuşmak olmadığını göstermektir. 

Zaten seversin kavuşmazsın aşk olur dememişler mi? Bu yüzden büyük aşk değil mi onların ki? Benim hatırladığım o aşkın dizesi iki kişilik. Piraye denilince aklıma "Piraye öldü aşkından yine de dönmedi Nazıma". Nazım denilince ise aklıma; "Üstüne en çok titrediğim insan kalbi senin göğsündekidir" olmuştur. Nesilden nesile bizi aşkıyla sözleriyle hatırlatan bu koca gözlü devin kocaman sevdaları da hep yarımdır. Sevdasında hiç bencil olmamış Nazım aslında kimi sevse o sevdayı cümleye döktüğünde kelimeler utanmış harflerden oluşmaktan. Belki de böyle sevmek gerekiyordu. Güzel olan her şeyi güzelce sevmek… Güzel olan her şeyi severdi zaten. Güzel olan her şey onun yüreğinde daha da güzel  dururdu. "Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte, yani yürekte..."

Gerçekten yürekteydi yoksa kolay mı bu kadar kalpten geçmeyeni dilden geçirmek? Zaten kim kalbine dokunmayanı kalbine dokundurur ki? Evet çok kadın sevmişti ama sevdiği her kadını da mürekkebine değdirmişti, hem de en sevdiği vatanından uzak olsa da sevdaya yakın kalarak. "Nazım Hikmet memleket, memleket Nazım Hikmet Kafiye için yazmadık, hasret sana memleket ." diye dile döken Edip Akbayram çokta haklıymış, vatanın hasretine ölen bu Mavi Gözlü Deve "Memleket Nazım Hikmet" diyerek. 

Nazım hikmet bir hasret bir kavuşamama. Sevip de sarılamama, var olup da sevdiğinle olamama. Acı, ayrılık aslında hiç kavuşamama. Şuan kavuştuğu tek yer bu kara toprakken ben de ona onun söylediği dizelerle cevap veriyorum. "Gitmek" sadece bir eylemdir. "Unutmak" ise kocaman bir devrim... Ve biz seni unutmayı başaracak kadar güçlü bir devrimci değiliz. Sana hiç kavuşamadık biz de sana senin gibi hasretiz aslında. Bu yüzden bu bir mektup olmasa da senin gibi bitirebilirim ancak bu yazıyı.

 HERKESE SELAM, SANA HASRET…