Eleştiri, 'doğru ve yanlışı gösteren' ifadeler olarak tanımlanır pek çok yerde. 'Doğru veya yanlışı' değil... Zira bizim anladığımız manada eleştiri, vurup kırmaktan öteye geçmiyor çoğu zaman. Amaç 'daha iyiyi gösterme' olmadıktan sonra körü körüne yermenin anlamı neydi? Kalp kırmaktan ya da karşımızdakini küçük düşürmek değildi ki eleştirmenin amacı. Herşeyin olduğu gibi eleştirinin de bir ölçüsü olmalı değil miydi? Evet, eleştiride de ölçü vardı fakat kantarın topuzunu kaçıları çok olmuştu. Zaman, çoğu şeyi olduğu gibi eleştirmenin hududunu da unutturdu bize. Şimdilerde eleştiri dendiğinde akla gelen tek şey 'hakaret' belki de...
Eleştiride Ölçü: Yapıcı Olmak
Her konuda olduğu gibi, eleştiride de yapıcı olmak çok önemli. Evet, zordur yapmak; yıkmaksa kolay. O yüzden zaten 'eleştirirken' esip gürlememiz. Kolaya olan meylimizden mütevellit hep... Zira yol göstermek maharet ister. Körü körüne yol göstermek değil bahsettiğim. Yapılması planlanan işle alakalı 'o öyle olmaz' demekten kolay ne var ki? Ya da üstünde kafa patlatmadan 'bir de şunu dene' şeklinde fikir üretmek çok mu zor sanki? Mühim olan, eleştirilen konuda evveliyatıyla dertlenmiş olmak.
Ölçüsüz Eleştirinin Yararı Olur mu?
Üniversite yıllarımdı... Okul genelinde pek çok öğrencinin yaşadığı problemler ve 'adaletsiz' bulduğu yönetmelik maddeleriyle alakalı benim de canım yanınca, konuyla alakalı bir şeyler yapma ihtiyacı hasıl olmuştu. Okul geneli imza toplama kararı almıştım fakat konuyu duyan "boşver uğraşma, sen mi değiştireceksin sanki", "o iş öyle olmaz" ya da "boşuna uğraşıyorsun" şeklinde karşılık veriyordu. Ama kimse "nasıl olur"u ile ilgili yol göstermiyor yahut gösteremiyordu. Hadi bende keçi inadı var diye boş eleştirilere kulak tıkayıp sonunda birçok insanın sevinmesine sebep olan değişiklikler çorbasına bir tutam da olsa tuz atmış oldum, fakat bana o şekilde içi boş cevaplar verenlerin, bahsettiğim konuda zerre miskal faydaları dokunmadı.
Demem o ki, iyi/kötü bir şey yapmaya çalışana kuru kuruya "o öyle olmaz" demenin nezaket sınırları içindeki karşılığı, öyle sanıyorum ki, 'gereksizlik'ten öteye geçmeyecektir.
Fikir sunan yok, ama fikir katili çok. Unutmayalım ki eleştiri, yapıcı olduğu nispette faydalıdır. Gerisi kuru gürültüden, laf-ı güzaftan ibarettir.
Esselam.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre