Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine...Yaşamak Nazım gibi sonsuzluğa elini uzatan bir son...Belki Nazım gibi zamanın, zamanın kızıl bir gül gibi durduğunu hissederek, belki imkansızlığı severek fakat asla ümitsizliği değil.Hatta kanadını yüreğine takıp uçan sevdalı olmak Nazım gibi.Bambaşka olmak...
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi meselâ; yani yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden.Yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Hayır! Yaşamak Nazım gibi.Yani tüm işin nefes almadan yaşamak olacak şiirlerinde.Nefes almadan yaşayacaksın ötelerde.
Yaşamak Tahir'i ve Zühre'yi mısralarda bir iki kelimeyle anlatmadan.Tahir ve Zühre olup sevdalanmak birine.Hayır birine değil; sevdaya sevdalanmak Nazım gibi.Ölümsüzleşmeyi hiç düşünmeden ölmeyi yüceltmek gönlünde.Yaşamak Nazım gibi kendi devriminin kurbanı olmak ufkun ilerisinde.Belki henüz gitmediği denizleri hepsinden çok sevmek onun gibi. Hatta gökyüzünü başının üstünde görmeyi yasaklamak kendine...Her özgürlüğün içinde bir tutsaklık olduğunu söyleyen Nazım gibi tutsak olmak...Özgürlüğü hissetmeden, gökyüzünü görmeden aynı gökyüzü altında yaşamayı direniş saymak.Fakat gökyüzünde yaşamak.Kanadını yüreğine takıp gökyüzünde yaşamak..Ve hep yürümek durmadan. Yürümek... Gülerekten yürekten yürümek ölümsüzlüğe.
Şairiz be, şairiz dedik be arkadaş!" diyebilmek... Şair olabilmek...
Nazım gibi...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre