Haya'l Kırıklığım

Saat 3 suları... Yine aklımdaydı.Aylardır bakmadığım hesabına bakmak

ertesi günü beraber çekindiğimiz bir fotoğrafı attı,ben mesafemi korudum.Yalnızlığın bunalttığı bu beden bu dil biraz konuşmak istedi ve dertleştik o gece de...

Ve şimdi mesajları açıyorum... Hani ceylan karşısında aniden bir aslan görür ya.Hani küçük bir çocuğun üzerine babası hiddetlice yürür ya... Heh ! 

İşte dizlerim öyle titredi.Gördüklerim beni tam yüreğimin ortasından vurmuştu.Başkasına yazdıkları yarım yamalaktı belli ki öncekileri silmişti ama gördüklerimde bi hayli yetiyordu.Hemen telefona sarıldım.Defalarca aradım açmadı uyuyormuş sonra o ses tonuyla açtı telefonu.İnanır mısınız ömrümde en çok sevdiğim ses tonu oydu işte.Onun o uykulu sesi... O an o ses tonu umrumda bile olmadı duygularım duyularımı kör etmişti sanki...

Dışarıda yağmur,ben balkondayım ve vücudum zangır zangır titriyor.

Dostlar ona sözlerim kırgınlık kızgınlık değildi HAYA'l kırıklığıydı.Sövmeden sesimi bile yükseltmeden sadece yüreğimden kopanları söyledim.Her aynaya baktığında utan dedim ve dostlar eğer Allah seni bana yazmışsa ve sen kaderimsen ölüm benim için daha iyidir diyip eyvallah ettim.Sabaha kadar düşünmekten,umduğum dağlara karlar yağdığını görmekten dondum kalakaldım öylece.Ben yaparım ki o yapmaz dediklerim beni hayal kırıklıklarıyla ödüllendirdiler.Sadece Allah'a güvenin gerisi güvenilecek gibi değil(imiş).Hayatın bana bir şey daha öğrettiğini gördüm.Her hayr da bir şey,her şerdede bir hayr vardır.Yüce Mevlanın da dediği gibi biz bilmeyiz O bilir.