Adını unuttum her şeyin
Sevginin, sevmenin ve sevilmenin
Garip gelmeye başladığı
Kendime kurduğum şu küçük dünyada.
Adını unuttum her şeyin
Aşık olmanın, aşıkların ve aşkın
Vitrinlerde gösterilen elbiseler gibi
Satıldığı zengin mağazalarında.
Adını unuttum kambur yalanların
Arayıp sormayan dostlarımın,
Gökyüzünde artık görünmeyen yıldızların
Gölgelerine sığındığı kavak ağaçlarında.
Adını unuttum musallat olan ifritin
Kemiklerimi kemiren saldırgan bir itin
Beni sarmaya çalışan kinin ve nefretin
Bulandırdığı tatlı rüyalarımda.
Adını unuttum o yüce Tanrı’nın
İndirdiği mukaddes, kutsal kitapların
Peygamberlerin ve evliyaların
İçimi aydınlattığı koyu karanlıklarda.
Adını unuttum yalnız kumsalların
Tamamen çıplak ve sessiz okyanusların
Boğulan denizlerin ve ağlayan balıkların
Gözyaşlarıyla taşırdığı tenha limanlarda.
Adını unuttum tüm şiirlerimin
Sahte varsayılmış bütün gerçeklerin
Kulağımı tırmalayan boğuk sessizliklerin
Islak kumların altına girdiği anda.
Adını unuttum Nazım Hikmet’in
Mehmet Akif’in ve Ahmet Arif'in
Şu şiirime yazdığım kelimelerimin
Bükülmüş dudaklarıma yığıldığı bir anda.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre