Karanlığın o derin boşluğuna bıraktım kendimi.Artık ne korkularım var ne hüzünlerim.Bomboş bir oda gibiyim bağırsam sesim yankılanır sussam kimse duymaz.Hem çok güçlü hem çok güçsüz hissediyorum.İçimdeki o tarif edilemez gücün derinlerde bir yerde olduğu beni mutlu etse de içimdeki hüznün de beni ağlatmaması için zorluyorum kendimi.
Gülerken ağlarcasına yaşamak gibi bir şeydi hayatım.Bütün zıtlıkları içinde barındırıyordu.Bazen hüzün ağır basıyordu bazense sonsuz güç.İki duyguyu aynı anda yaşayabilir miydi bir insan?Birinden birini seçmeliydim.Hüznü mü yoksa gücü mü hangisini seçmeliyim ?Hüznün bir kaşık suyunda boğulmaktansa gücün okyanuslarında taşmayı yeğlerim.Yaşamımın belli bir zamanı sonbahar dönemi olsa da içimdeki ilk baharlar canlanmalıydı artık.İçimdeki gücün farkında olarak yaşamımı devam ettirmeliyim arada kalmışlıklara fırsat vermeden.
Hayat arada kalmışlıklar zincirinden oluşsa da aklın ve kalbin seçeceği tek bir kapı vardır.O kapı mutluluğa,aşka,yeni heyecanlara,yeni insanlara,yeni yaşamlara açılıyor olabilir.Hangi kapıyı seçeceğimiz bize bağlı.Kapılarınız bir çıkmaz sokak gibi asla hüzne açılmasın.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre