Kabullenemediğimiz duygularımız vardır bizim. Varlığına katlanamadığımız... Kendimize yakıştıramadığımız... İşte önyargı bunlardan bir tanesidir. Oysa her durumun olumlu yanlarını görebildiğimiz gibi her duygunun da olumlu yanlarını bulabiliriz. Önyargı için de iki tür bakış açısı geliştirilebilir. Olumsuz bir duygu gibi düşünülse de faydalı olabilir.
Neden olmasın ki? Bazen özlem de özlenilen kişinin ne kadar çok sevildiğini fark etmesine sebep olmuyor mu? Veya pişmanlık... Pişmanlık aslında mutlu anların kıymetini anlamak değil midir? Ders alıp daha sağlam adımlarla önüne bakmayı gerektirmez mi? İşte önyargıyı da bu şekilde farklı bir bakış açısıyla yorumlayabiliriz. "Önyargılı olmamalıyız" gibi sabit bir düşünce tarzına sahip olmak hiçbir yarar sağlamaz. Çünkü önyargılı olmalıyız. Önyargı karşımızda kişi hakkında ilk izlenimlerdir. Yaptığımız ilk istatistikler aldığımız ilk sinyallerdir. Bir bakıma tecrübelerin toplamıdır. Hatta bazen güvenliğimiz için yani zarar görmemek için sahip olunması gereken bir duygudur. Altıncı hissimizdir önyargı.
Yani nerede, ne zaman kafadan çıkarılması gerektiği bilindiği, dengeli ve mantıklı kullanıldığı sürece her duygunun faydasını görebiliriz.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre