cesaretiydi onu gerçeklerle bütünleştiren
savrulanlara kifayetsiz kalıyor bu gün..
titrek ruhların ahşalarıydı cesaretinin mavzeri.
başka yüzlerde arar oldu şimdi duyuramadıklarını karanlıkta uçan beyaz kelebek gibi
uzaklaşıyordu yüz yüze gelmekten,tırmanııyordu bedenin bilinmezliklerinden
malik olduğu nefesi eksikti bir öncekinden sanki
her seferinde sakince bir köşeye bıraktığı cesareti, şüpheleri dağıtamıyordu bu zamanlarda
çehreyi değiştiren ciddiyeti çaresizliğin içinde ki kavruluşuydu belki...
saadeti için değil miydi yoksa cesareti kendi aleminde yaşayışı
kendini haklı çıkartan bu makavemetleri, köpek sürüsüydü artık arkasından ilerleyen
içinde biriktirdiği kabahatıydı cesareti kendince
sabırsızlık dolanıyodu bedenin her köşesinde. hissediyordu...
daha mı kolaydı ona göre affedişleri cesaretsizken?
daha mı savunmasız mıydı yoksa haykıramadıkları
gidecekti bir gün kendi benliğinin müzpetel olmuş en dderin duygularına;cesaret gibi...
boğuyordu cesaretliğin yoksunluğu tesellilerini
haksızlık ediyordu yalanlara aldanmayışlarına
sersemce hatırlıyordu keyif veren cesaret düşkünlüğünü
vicdanın sesi dikilyordu içinde, bir yerlerde sakladığı gerçeklerinin karşısında
cearetindendi belkide özlediği bocalamayn düşünceleri
cesareti tutmuştu ellerinden bir kez daha
duyulamaz uzaklıktaydı belki pişmanlıklarının sesi
ama çoktan göze almıştı, cesaretlerinin verdiği anahtarla geçmişinin semalarına dalmayı
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre