Subutay Kesgin ya da sahne adıyla Azer Bülbül (1969, Kars - 7 Ocak 2012, Antalya), arabesk fantezi müzik sanatçısı ve oyuncu. Azer Bülbül Kars’ın Arpaçay ilçesinde doğdu, Almanya’da büyüdü. Müzik yaşantısına ’Garip Yolcu’ albümü ile başladı. Arabesk tarzında ’Yalan Olur’, ’Ben Sana Vurgunum’, ’Fırat’ gibi albümleri ile devam etti. 1996 yılında çıkardığı ’Ben Babayım’ adlı albümü ile çıkış yakaladı. Bu albümde yer alan ’Yaralandın mı Ey Can’ ve ’Dokunmayın Çok Fenayım’ adlı parçaları popüler oldu. 15 Şubat 2001 tarihinde 10 ay hapis cezası aldı ve bu cezası paraya çevrildi. Ceza sonrasında: "artık temizim. Artık o günleri anmak bile istemiyorum" demiştir. Antalya'da kaldığı otel odasında kalp krizi sonucu 43 yaşında vefat etti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Hadımköy Gülbahçe Mezarlığı 'nda toprağa verildi. ( Kaynak wikipedia)
Azer Bülbül’ün kısaca biyografisi böyle. Şarkıları milyonlara ulaşan, Azer Bülbül artık inşaatlarda, merdiven altı atölyelerde, uzun yol şoförlerinin… radyolarından eksik olmuyordu. Şarkılarında yoksulluğu, yalnızlığı, karşılıksız aşkları, gurbet hasretini, hapishane acılarını anlatıyor. Şarkılarında kimi zaman, Erken gördüm hayatı/Yaşamaktan soğudum diye isyan ediyor. Kimi zaman, karanlıktan kalsan blie/ Yarın güneş doğabilr diyerek umut veriyordu.
Azer Bülbül ‘ün sıradışı bir yanı da şarkılarını söylerken adeta kendinden geçiyor kimine göre “titriyordu “ bakın bu durumu kendisi nasıl açıklıyordu:“Tamamen duygu yoğunluğu konsantrasyonla ilgili, ben bile ne yaptığımı bilmiyorum. Ben varım seslendirdiğim şarkılarda, benim gibi yaşayan milyonlarca insan var” diyor. yalnızlığından dem vuruyordu:“Tükenmişlik, bunalım, hayatın bölümlerinden birisi işte. O kadar insanın içinden geliyorsun odanda tek başınasın, bu bir yalnızlık değil mi sizce? “
İlerleyen yıllarda siyasilerin seçim zamanında bile uğramadığı, mahallelerin tek tesellisi olacak. Dinleyenleri için artık Azer Bülbül değil, kendinden yaşça küçük olanların “Azer abi’si” kendinden yaşça büyük olanların “dert ortağı” olacaktı. Diğer “baba” sıfatına layık görünen, arabesk şarkıcıları gibi anlattığı yoksul insanları sırtı basıp, sınıf atlamayacak hep onların yanında kalacaktı.Peki bunları niye anlattım? Son zamanlarda popüler kültürün içinde tanınan bir pop şarkıcısı bayan, “uyuşturucu kullandığını ve ticaretini yaptığı gerekçesiyle” hapiste. Geçmiş dönemde yıllardır Abd’de yaşayıp, yüksek ücretli konserler olmadığı sürece Türkiye’ye gelmeyen ve mega star! Diye anılan kişide kokainden! İçeri alınmış. 4 gün sonra serbest bırakılmıştı. Popüler kültür ve medya bu isimlere suçsuzlar! Şöhreti kaldıramadılar! Diye sahip çıkarken. Aynı şuçtan ceza alan Azer Bülbül’e neden böyle sahip çıkmamıştı? Azer Bülbül neden suçluydu? Popüler kültürün kuklası olmadığı için mi suçluydu?
Yıllarca gazetelerin 3. Sayfalarında ölünce! Değer verilen, “varoş” diye aşağılanan insanları anlattığı için suçluydu? Elbette Azer Bülbül , tertemiz bir insan değildi, hataları da vardı. Fakat popüler kültür ve medya, onu görmezden gelip onun temsil etttiği yoksul insanları da görmezden geldi. Ama “ varoş” diye aşağılanan mahallerin, yıkık dökük duvarlarında mega star! Değil Azer Bülbül yazacaktır. Gerçek budur! Kim ne derse desin Azer Bülbül için.Mekanın cennet olsun Azer abi.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre