Edepsizliklerle ve nefsimize uyarak yaşıyoruz. Boş, sıradan, saçma ve haram bir şekilde… Sadece nefes alarak yaşadığımızı sanıyoruz. Hâlbuki ne kadar da yanılıyoruz. Kaybediyoruz, kazanıyoruz, üzülüyoruz, ağlıyoruz, kıskanıyoruz, sahipleniyoruz gerektiğinde kavga bile ediyoruz; dayak yediğimizde gururumuza dayak attığımızda ise nefsimize yenik düşüyoruz. Dünyevi nesneleri ve duyguları hayat amacımız haline getirmişiz. Neden peki? Yüce Mevla’nın bize sunmuş oldukları varken neden başka ideolojilerin peşinden giderek Allah’ın bize bahşettiklerini almıyoruz?
Sabah namazına camiye gitmeye üşenirken, gece geç saatlere kadar eğlenmeyi, televizyon izlemeyi, boş şeylerle vakit geçirmeyi biliyoruz. Her şeye vakit ayırıyoruz da bize vakti verene mi vakit ayıramıyoruz? Yazık bize yazık… Ondan sonra de mükemmel olmak için elimizden geleni yapalım… Kapımızda yatan aç insanları düşünmeyelim sonra da Müslümanım diyelim… Acaba şu ana kadar hangimiz sabah tatlı uykusunu yarıda bırakıp Hak uğruna sabah namazına kalktı. Kalktığında kim güneşin o müthiş doğuşunu izleyebildi? Kabul edelim ki iki sure bilmekten Müslüman olunmaz…
Arada insan olduğumuzu hatırlayalım ve hiçbir insanın dört dörtlük olmadığını aklımıza getirelim. Neden olduğumuz gibi davranamıyoruz? Sürekli çevremize iyi görünmek zorunda kalıyoruz? Yeni nesle, modaya, çevreye ayak uydurmak için saçma sapan uğraşlar peşinden koşuyoruz ki? Oysa ki yaşamak bu değil… Hiçbir zaman böyle olmadı.
Arada insan olduğunu hatırla kardeşim. Hayatında bir sürü hata yaptığını ve bu hataların tövbesi için Allah’a yalvarman, dua etmen gerektiğini unutma. Unutma dışarıda senin durumundan çok daha kötü olanların halini. Unutma namaz kılmayı, olduğun gibi yaşamayı, benliğini, edebini, ahlakını, iyi niyetlerini koruman gerektiğini. Unutma bir gün öleceğini ve Yüce Mevla’nın karşısına yaptıklarının hesabını vermek için çıkacağını… Unutma kardeşim unutma…
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre