Kim Hangi Tarafta ? (Suriye'li işçiler)

Kim Hangi Tarafta.?

Suriye iç savaşının başlama tarihi olan 15 Mart 2011’den günümüze yaklaşık 600.000’den fazla Suriyeli mülteci Anadolu topraklarına girmiştir,bunların yaklaşık 400.000’nin den fazlası kamp dışında hayatını sürdürmekte.

Herneylese…

Dip notları verdiğimize göre asıl konumuza dönelim.

İç savaş başlamadan önceki yaşamında az da olsa mutlu olan,aza kanaat eden Suriyeli bir aile,savaş başladıktan sonra ya ailesinden bir ferdini kaybetmiş ve yahut tüm biriktirmiş olduğu mal varlığı yok olmuştur,tabiri yerindeyse çırılçıplak bir halde sokakta kalmıştır.Sokakta kalan bu ailenin geride kalan ferdi erkekse geleceği hakkında iki seçeneği kalıyor.Ya ailesini de alıp savaştan uzaklaşıcak yada savaşta ölecek.

Bu sözlerimden sonra bir iki savaş çığırtkanı çıkıp ‘Keşke savaşıp delikanlı gibi ölseymiş.!’ dediğini duyar gibiyim.

Değerli kardeşim!,Eğer insan ailesini kurtarmak gibi bir seçeneği varsa hiç düşünmeden onu yapar tabi burda yine insan kelimesine vurgu yapmakta fayda görüyorum.!

Herneyse…

Şunuda demeden yine geçmeyelim savaş çığırtkanlığı yapan bir kişi savaşın ne demek olduğunu unutmuş,yok olmaya mahküm olan dar kafalının tekidir.Konumuza tekrar dönmek gerekiyor sanırsam savaşı seçmeyen ailesini kurtarmak için yola düşen bu aileler kapı komşusu olan Türkiye Cumhuriyeti’ne sığınır.Bura da konuyu tekrar başka yere çeker bu savaşta Türkiye’nin payı var mı yokmu meselesine getirirdim de ,mesele işçi sınıfı ve insanlık olunca onu başka bir vakte bırakmak lazım gelir.Türkiye’ye gelen bu aileler belli miktarda yanlarına para getirir ve yahut getiremez her iki durumda da çalışmak ailesinin açlığını bastırmak zorundadır.

Herhangi bir iş kolunu ele alalım,aslında hiçbiri fark etmiyor da,baba mesleği olduğundan inşaat sektörü gözümde daha torpillidir,zaten çok şükür birtek burda torpil gördü.!

Şimdi…

Bir tarafta savaştan kurtulmak için gurbet ellerde mülteci durumuna düşmüş açlığın da yoksullğu da doruklarda yaşayan Suriyeli bir aile ve bu aileye bakmak zorunda olan bir baba,diğer tarafta açlık sınırının altındaki bir maaşla,hiçbir sağlık ve yaşam güvencesi dahi bulunmayan bir işte ve bu şartlar altında ailesine bakmak zorunda olan emekçi babam.!

Böyle bir durumda eskiler in bir sözü aklıma gelir.’Aşağı tükürsem sakal,yukarı tükürsem bıyık,gelde bu işin içinden çık.’bu durumu bu kadar güzel açıklayan sanırsam başka bir söz yok.

Şimdi düşünmek gerekiyor bu durumdan en karlı çıkan kim.?

Hepimizinde az veya çok tahmin edebileceğiniz veya hiç aklınıza gelmiycek olan patronlar,solcu değimle orta sınıf ve yahut burjuvalar.Şimdi ordan sitemkar bir şekilde bana kızanlar olucaktır’hadi ordan canım ne alakası var’ diye.Belki haklıdırlar kim bilir yine biz biraz incelemeye devam edelim.

Şimdi bir patron ne ister ?

Cevap basıt ‘daha çok kazanmak’

Bu nasıl gerçekleşir ?

Daha çok çalışmak ve daha az maaş

Heralde yukarıdaki en çok bu işten karlı çıkanlar patronlar dediğimde sitem eden abim ve ablam heralde cevabını aldınız.İki ezilen aile var biri Suriye’li yabancı memlekette mülteci,diğeri kendi memleketinde mülteci olarak yaşayan Türkiye’li aile,ikisininde tek ortak amacı var ailesine daha iyi yaşam sıtandartı sunabilmek.

Yani kardeşlerim aslında Suriye’li mültecilerle Türkiye’nin gariban halkı aynı safta yer alıyor;Ezilenlerin tarafında…

Bu durumda ellerimize bıçak alıp orta çağı Avrupası gibi cadı avı yapıcağımıza onlara dar günlerinde sahip çıkmalıyız,onlar zaten barınma,sağlık,beslenme gibi temel sorunlarla uğraşırken onlara sorunların en büyüğü olan insanlık sorunuyla da karşı karşıya bırakmayalım.Elbet onların içinde de kaypağı vardır. Ama genelleme yapmak kahraman Anadolu halkına yakışmayan bir tavır olur.

Yukarıda ki yazdıklarımın çözümü onları vatandaşlığa kabul edelim gibi algılanmasın bunu daha sonra belli çapımızda tartışırız, hangi ‘özelliklere’bakılıp alıncak olması muhamma olduğu bir dönemde bunun çözüm olamayacağı gün gibi açıktır bunu da vurgulamakta yine de fayda var.

Devletler terörü yaratır,devletler terörle savaşır,devletler teröre silah satar

Kaybedenler sadece halklardır.!