Dünya üzerindeki tüm dillerde duyulmuş en güzel kelime nedir? diye sordu alnındaki ve ellerindeki çizgilerden genç olmadığı anlaşılan ihtiyar. Cevap verdi sıraların arka sessiz köşeleri, tutku,aşk,sonsuzluk.. Usulca ayağa kalktı ihtiyar, yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Sıraların arasında dolaşırken konuşmaya başladı, sesinde oldukça memnun olmuş bir ifade vardı. ''ANNE'' dedi, böyle anne demek için fazlasıyla yaşlanmış olduğu halde, devam etti aynı ses tonuyla. Yapılan bir araştırmaya göre dünya üzerindeki tüm dillerde seçilen en güzel ortak kelime anne.. Ardından aşk,sevgi,sonsuzluk geliyor.. Aslına bakarsanız tüm bu olağan dışı kelimelerde anne kelimesinin manasından doğuyor. Sizcede öyle değil mi? Bu iki heceye sıkışmış dört harfli kelime tüm manaları sırtlayıp,gerisini ben hallederim dememiş mi, tıpkı tüm dertli,tüm yorgun,tüm bıkmış vakitlerde elinde bir meyve tabağı ile gelip o şahane kadının yaptığı gibi..
Bu kelime benim sığınağım,bu kelime benim güven kaynağım, hakkını ödeyemeyeceğim, asla gözünde büyümeyeceğim, küsüp gidemeyeceğim bir kelime. Hayat yaşanması zor sır dolu kutular haline geldiğinde,kapılar sıkı sıkı kilitlendiğinde, bütün sırlara, bütün kapılara anahtardır anne..
Saçlarına atılmış umursamaz yazmasına, kaşalarının çatılmasına, ellerinin çamaşır suyu kokmasına inat beni kocaman kucaklayan, dertlerle alay edip,dermanı dualarına saklayan, her daim dediği çıkan o hayatın mesaiye kalmış ağır işçisine ben anne diyorum. Tüm teşekkürlerim ona. Tüm şükürlerim onu bana verene..
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre