Bir "insan" gelsin yanıma, her kesimle arasına yeterince mesafe koyabilmiş, vicdanı kirlenmemiş, beyniyle kalbi birbiriyle mutabık. Dünyanın oyunlarına kafası basan, Allah' ın kanunlarına saygılı... Öyle biri gelsin ki yanıma onu gönül rahatlığıyla dinleyebileyim. Aklımda şüpheler dolaşmasın. Acaba sözlerinin arkasında ne gibi çıkarlar dolanıyor? diye düşünmeden onun fikirlerini hayatıma geçireyim. Zor geliyor artık. Hangisi benim için, vatanım için hayırlı düşünmekten yoruldum. Hangi yol doğru ayırt edemiyorum. Bir çıkış yolu bulamıyorum. Biri söylesin artık bana. Olaylardan bütünüyle sıyrılıp kendimi geliştirmeye mi bakmalıyım? İnsan akıl sağlığını bu kadar vahşet içinde başka türlü nasıl kaybetmez? Kalbime mühür mü vurmalıyım? Başka türlü bir kalp bu kadar acıyı nasıl kaldırır?
Sartre' ın bir sözü var: "Her seçiş bir vazgeçiştir." Hayatın değişmeyen kurallarındandır bu. İnsanlığın aslında hiç farkında olmadan uyguladığı bir kural. Bu yüzden asla kazanan taraf olamazsın. Seçimlerin sonucunda aslında hep daha fazlasından vazgeçmişsindir. Psikolojin uğruna insanlığından, vatanın uğruna canından, görüşlerin uğruna ailenden...
Dünyada bu kadar acı hep vardı da benim aklım yeni mi basmaya başladı bilmiyorum. Ankara' da devletimin silahlarıyla; Hakkari' de, Şırnak' ta Rus füzeleriyle düzinelerce şehit verirken, Afrika' da insanlar bir kap yiyeceğe muhtaçken, cinsel istismarlar yüzünden nice hayatlar kararmışken hangi yüzle diyeceğim: "Allah'ım hayatımı artık yoluna sok!"
Bu dünyadan bize mutluluk yok, ölüp kurtulsam diyeceğim, orada da işler yolunda mı açıkçası pek emin değilim.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre