Yine memleket gelir burnundan
İnsani şeyler ayıplanmaz hemşerim
Sümüklü çocuk kazağının kolunu kullanırdı
Sen o eğri gözlerinle hırpalamasaydın
İnekler kokusunu nakşede ede geçerdi yollardan
Adı bilinmeyen çiçekler türerdi
Bu köyün gecesinde
Yıldızlar dileklerden sonra kayar
Düşlemediklerini yaşarsan da ses etme
Bu takdir
Acısını çekmeye değer
Azıcık su
Binlerce kaya parçasını dolaşır da
Sözlerini bastırır şırıltısıyla
Kendini duymak çirkin bir gürültü gibi geliyorsa
Dinle gitsin bir türkü gibi bu nağmeyi
Ayazı kırar geçer de
Sobada yanan ateşi harlamak gelir içinden
Saçıma beyazlar
Belki burada düşer dersin
Burada bir cam kenarında
Kimsesizliği mutlulukla yaşarım zannedersin
Bu köyün en sisli gecesinde
Gökyüzüne karşı ulurken
Uçurum kenarından vadilere
Bir kurt gibi
Yıldızlar tarafından sürgün yersin
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre