RUHSAL GELİŞİM
Ruh, din ve felsefede insanın maddi olmayan tarafı olarak tanımlanır. Ruhun bedenle olan ilişkisinde, ruha daha çok önem verirken beden de tamamen inkâr edilemez. Şekil veren, yöneten ve her bakımdan aktif olan ruhtur, şekil alan, yönetilen ve pasif bir nicelik olan ve ruha maddi nesneleri duyular vasıtasıyla tanıtan da bedendir. Yani insanın ruhu, bedenle bir mahiyete sahiptir. Her ikisi de doğduğumuzdan beri bizimledir. Ruh insanın iç olgusunu oluşturur. Bir nevi insani insan yapan bir temeldir. Bundan dolayı ruhun gelişimi çok önemlidir.
Ruhsal gelişim insanın kendisini keşfetmeye çalışması ve dünyayı anlayamaya çalışmasıdır. Kısacası tüm varoluşu anlama çalışmasıdır. Ruhsal gelişim, herkes için farklı yollardan olsa da üç temel yolu vardır.
Bunlar;
-Akıl yolu,
-Beden yolu
-Kalp yoludur.
Akıl yolu; okuma, yazma, düşünme, araştırma, soruşturma ve analiz gibi yollarla gelişir.
Kalp yolu; inanç, ibadet, samimiyetle yükselir.
Beden yolu da yemek ve gündelik ihtiyaçlarla gelişir.
Ruhsal gelişim kalp yolundan, yanı içsel bir süreçtir.
Ruhsal gelişimde, beden üzerinde hakimiyet kurmak gerekir. Bu da yoğun bir çalışmayla olur elbette. İç sesler, düşünceler, bilinçaltı, önsezi dikkat edilmesi gereken konulardır. Anlayacağınız nefisle uğraşmak gerekir. Nefis bir iç durum olduğu halde, vücumuzun her bir tanesine yayılmış bir durumdadır. Epey tecrübeli ve sinsidir. Bazen silahımızdan bile vurabilir bizi. Yer, zaman, yön tanımaz; her yer de, zaman da ve yönden yaklaşabilir. Bundan dolayı iç olgularımıza dikkat etmeliyiz.
Olumsuz bir düşüncenin sonuçları felaket olabilir.
Burada Dalai Lama’ nın şu cümlelerini sizlere aktarmak isterim…
“Düşüncelerine dikkat et çünkü onlar söz olur.
Sözlerine dikkat et çükü onlar davranış olur.
Davranışlarına dikkat et alışkanlık olur.
Alışkanlıklarına dikkat et senin karakterini oluşturur.
Karakterine dikkat çünkü o senin kaderini oluşturur.
Kaderine dikkat et çünkü o senin yaşantın olur.”
Ruhsal gelişim tek başına bir yolculuk olduğu halde, bu yolculuk tek başına bitirilmesi zor olan bir yoldur. Çünkü her insan yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır. Bir de buna insanın sosyal yapısını eklersek fotoğraf kendini iyice belli eder. Birlik olma fikrini benimsemeliyiz. Bu süre de bir rehberden destekte alına bilinir. Bu illahı profosnyel biri olmasına gerek yok, en yakın arkadaşınız bile olabilir. Tercih sizin.
İnsanın ruhsal gelişimi tek bir çizgiyle belirlemek veya bir kalıba sıkıştırmak çok zordur. Bu gelişim dinamik bir süreçtir. İçerisinde hem büyümeyi hem de gelişmeyi barındıran bir süreç anlayacağınız. Ve en önemlisi de ruhsal gelişimi zamanla sınırlandıramayız. Yanı bir kere bunu yaptım, iki defa şunları yaptım demekle gelişimi tamamlayamayız. Süreklilik ister.
Gelişimi en güzel şekliyle içinde bulunduğumuz dünyayla görebiliriz. Örneğin bir çiçeğin tohumdan filizlenip büyümesine kadar bir gelişme içerdiğini anlayabiliriz. İnsan da buna benzer, nefes aldığı süre zarfında, sürekli bir gelişim içindedir. Gelişim sinir sistemlerine pareler olarak zeka, davranış ve yeteneklerimizde gelişir. Bu da içsel bir gelişimdir, zaman alır.
Örneğin;
Bir akşam uyuyup, sabah kalktığınızda kendiniz ünlü bir artıst, iyi bir yazar veya başarılı bir öğrenci olamazsınız. Bunlar için belli aşamalardan geçmeniz gerekiyor haliyle. Bir yer düşecek ağlayacaksınız, bir yerde başarının zirvesine ulaşıp sevineceksiniz.
Ruhsal gelişim de böyle değil midir ?
Sürekli bir caba gerektirmez mi ?
Piaget bunu yıllar önce bir sisteme koymuş. Belli aşamalar da ruhun gelişimi bize aktarıyor.
Duygusal motor(0–2yaş):
Duyular yolu ile dış dünyanın algılandığı, nesnelerin görünmediği zamanlarda da var olduğunun farkına varılmaya başlandığı dönemdir. Bu dönemdeki bebek, refleks halindeki hareketlerden, amacı olan hareketlere geçmeye başlar.
İşlem Öncesi Dönem(2 – 6 yaş):
Dilin kullanımının ve sembollerin geliştirildiği dönemdir. Çocuklar, mantıksal olarak sadece tek yönlü olarak düşünürler. Diğer insanların bakış açılarını algılamada zayıftırlar. Kendilerini karşıdaki insanın yerine koyamazlar.
Somut İşlemler(6–11yaş) :
Problemlere mantıklı çözümlerin getirildiği dönemdir. Çocuklar, kuralları anlayabilirler. Fakat çoğunlukla somut nesneler üzerinde düşünürler.
Soyut İşlemler(11–18yaş):
Karmaşık problemlere mantıklı çözümlerin getirildiği dönemdir. Daha soyut düşünme ve sosyal konularda fikirlerin geliştirildiği dönemdir.
Ruhsal gelişim yoluğuna çıkanlar sürekli kendisini geliştirme ve değiştirme uğraşı içindedirler. Bu süre zarfında yeni şeyler öğrenirler. Bunları düzenli bir şekilde hayatına dökerler. Hayatları böylece şekillenir. Düzenli bir şekilde değişimler öğretip ve aktarırlar. Her öğrenme ve aktarma da ruhsal gelişimlerinde daha da derinleşirler. Böylece özgüven yükselmesine bir kapı açar. Çünkü, artık gelişen ve değişen bir birey olarak başkalarına da bir şeyler öğretebilmektedir.
Özgüven enerjisi güçlü bir şekilde yansır. Bu enerji kendi bünyesinde yeni kıvılcımlar oluşturur. sevgi kıvılcımları..
Sevgi barındıran bireylerin yanına gittiğiniz de kendinizi daha da iyi hissedersiniz. Sevgi, ruh olgunluğunu yükseldikçe, başka bireylere sorumluluğunuzun da artığını görebilirsiniz. Başkalarıyla da ilgilendikçe kendinizi merhamet ikliminde bulursunuz. Hepsi böylesine zincirleme gider. Tabi bilinmelidir ki başkasıyla ilgilenebilmek için birey öncelikle kendini iyi tanıması gerektiği kadar karşındakini de iyi tanımalıdır. Yoksa iyi bir bağlantı kuramaz veya empati yapamaz. Dolaysıyla başkasını tanımak için kendinizi ve ruh özelliğinizi bilmenizde fayda vardır.
Sonuç olarak, ruhsal gelişim yolunda ilerlediğiniz sürece kendi içiniz de birçok olumlu özelliğin farkına varacaksınız. Bir taraftan da bazı negatif özelliklerinizi göreceksiniz. Belki o olumsuz özelliklerinizi fark etmeyeceksiniz. Çünkü olumlu yönlerinizi geliştirdikçe negatıfler kendiliğinden yok olur. Ve aslında bakıldığında içimizde kötü veya yararsız fazla bir şey yoktur. Her şey olması gereken yerde çalıştığı sürece hepsi yararlıdır.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre