Mutluluk herkese göre değişen bir kavram olmakla beraber, en çok hissedilmek istenen duygudur. İnsanlar mutluluğun sadece sevdiğine kavuşmak, hayalini yaşamak gibi büyük nedenlere bağlı olduğunu düşünür. Bu yüzden sürekli ulaşamadığı mutluluklar yüzünden kendini mutsuz sayar ve "Mutluluk sadece peşinden koşulan bir şeydir belki de" diye düşünür. Halbuki bu çok yanlış ve kör bir bakış açısıdır.
Günümüzde teknolojik aletler yüzünden her yaştan insanlar sanal dünya da yaşıyor. Orda koyduğu bir fotoğraf çok beğenilince tatmin oluyor. Halbuki sevdiği bir insandan göz göze alacağı bir iltifat daha mutlu eder onu... Bunu elde edemediği için sanal dünyada yaşıyor. Gerçek dünyada elde edemediğimiz mutlulukları sanal dünyada gerçekleştirmek tatmin ediyor bizi. Yaşadığımızı hissetmiyoruz, gökyüzüne bakmıyoruz, hayvanların başını okşamıyoruz, çiçek koklamıyoruz, o çok sevdiğimiz yağmurdan sonra gelen toprak kokusuna dikkat etmiyoruz uzun zamandır, sevgiyle çekmiyoruz o kokuyu içimize...
Ayrılıklar, pişmanlıklar, acılar, travmalar.. Bunların hepsi bizi o çukura düşürsede hep bir merdiven var ama biz onu göremiyoruz; çünkü öyle çok odaklanmışız ki acılarımıza, kederlerimize, sanki sonsuza kadar bu çukurda kalacağız sanıyoruz. Elini uzatacak insan bekliyoruz çoğu zaman ama merdiven orda öylece duruyor ve kendimiz çıkabiliriz.
Mutluluk sadece büyük şeylerden ibaret değildir. Bir yaşlıya yardım ettiğinizde ve o sizin omzunuzu sıvazlayıp içten bir gülümsemeyle teşekkür ederse de mutlu olabilirsiniz. Annenize sarılmak, eskiden sevdiğiniz filmi izlemek, keyif aldığınız işleri yeniden hatırlamak ve kendinizi keşfetmekte mutlu edebilir.
Hayat kuma çizdiğimiz harfler gibi; emek veriyoruz, sevgi ve hevesle yazıyoruz tek tek. Sonra dalga geliyor acımasızca siliyor hepsini... İşte o an dalgaya kızmak, denizlere küsmek, yazmaktan vazgeçmek yerine daha dikkatli bakın ve dalganın size bıraktığı boş, temiz, başlangıç dolu o yeniliğe bakın.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre