ZAYIF ADAM
"Hüzün sağnağın da duygularımın çaktığını duyuyorum.
Bembeyaz ışıkla aydınlanırken odam yalnızlığın gölgesini izliyorum.
Soğuk eşlik ederken,hayallerimin bodrum katında ki parmaklıklar arkasında çırpınışlarını hissediyorum.
Umut adlı çiçeğin yanımda ki saksıda çürüdüğünü farkettim.
Geçmişim her adım attığım da ahşap tahta zeminde gıcırdarken,hatalarımı karşımda duran yaşlı ağaç dallarında ki kargalara benzetiyorum.
Evim de hayaletlerin dolaştığını düşünenler kesinlikle haklı çünkü ruhumu azad ettim.
Anılar bazen odama sızarken,yaşamın damağımda bıraktığı tadı hatırlar gibiyim.
Hayatımdan göçüp gidenlerin bıraktığı izler ruhumun en derininde nakış nakış işlenirken...
Tek ihtiyacım bir sandalye ve bir halat.
Karanlıkla ve yalnızlıkla yankılanan o duvarlar benle birlikte yok olurken,özlemin ve hasretin yok oluşunada tanık olucam ve bu hayattan göçerken,
Yenilginin acısını son kez tadıcam..." diye düşünüyordu.
Eline aldığı sertçe ve düğümlenmiş bir halat,
Zamanın etkisiyle aşınmış ve yıpranmış ahşap bir sandalyeyle odasına çıktı.
Halatı tavana sıkıca bağladı,boğazına geçirdi ve sandalyeyi usulca ayağının altından kaydırdı.
Kısa bir acı çektikten sonra,uyandı.
Gözlerini açtığında ölmediğini sanıyordu ancak karşısında duran meleği görmüyordu.
Kafasını kaldırdı ve onu gördü.
-"Sende kimsin ?" diye sordu.
(Melek):"-Ben ölüm meleğiyim." dedi.
Ve devam etti...
-Sen kendini öldürmek istedin ve bunu da başardın.Ancak bir şeyi unuttun.Kendi canına kıyanların bir cezası vardır.
-Lanetleneceksin ve ruhani hayatınca boyunca özgürlüğü bulana dek bu şekilde yaşayacaksın.
-Kurallar çok basit fani hayatın boyunca yaptıklarına devam edeceksin.Bir kaç tane şey dışında tabi...
-Yemeyecek,içmeyeceksin.Bulunduğun evin bahçe duvarlarının dışına çıkamayacaksın.İnsanlarla konuşabilecek,hatta eşyalarada dokunabileceksin.Bir fani gibi yorulacak ve uyuyacaksın.
-Yalnız insanlara öldüğünü sölemeyeceksin.Bu kurallar dışına çıktığın taktirde seni çok büyük bir azap bekliyor.
Melek kuralları söledikten sonra kayboldu.
Olayın şokunda olan genç adam bunların bir rüya olabileceğini düşünüyordu.
Aradan saatler geçti...
Uyanamadığını farketti ve bu duruma anlam vermeye çalıştı.Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Evden çıkmayı düşündü.Merdivenlerden hızlıca inip kapıya yöneldi.Ayakları çıplak dışarı çıktı ve bahçe duvarına doğru koşmaya başladı.
Duvardan atladığı an kendini tekrar evin tam kapısında buldu.Korkmaya başlamıştı.
Bahçe kapısından insanlara bağırmaya başladı.
-Yardım edin !!!
-Sesimi duyan yok mu ?
Yardım çığlıklarına kimse cevap vermiyordu.Tekrardan eve doğru yöneldi.İçeri girdi ve kanepeye oturdu.Tek yaptığı şey düşünmekti.
Elleri dizlerinin üstünde kafası yere bakıyordu.Böle bir durum karşısında ne yapılabilirdi ki.
Aklına bir şey gelmişti.Kitaplığında bulunan bir kitapta ruhlarla ilgili bilgiler yer alıyordu.
Hızlıca kitaplığa gidip kitabı aldı.İnceledi ve okumaya başladı.Sayfaları hızlı bir şekilde çeviriyordu.
Kendi durumu hakkında bir bilgi bulmayı umuyordu.
"Geçerli nedenleri olup intahar eden insanlar iki dünya arasında sıkışıp karar vermek için bir zaman dilimine tabi tutulurlar."
Bu cümle onun durumunu anlatıyordu.Cümlenin devamında...
"Kişi bir takım testlerden geçirilir.Zaman dolduğunda ölüm yada hayat onu bekler."
Aradığı bilgiyi bulmuştu.İki dünya arasında sıkışıp kalmıştı.
Bulunduğu durumu birazda olsa anlamaya başlamıştı.Ancak bir yandanda bunun mümkün olamayacağını düşünüyordu.
Hala terettütleri vardı.Bu bir rüya olabilirmi ? Bu bir rüyaysa neden bu kadar uzun ?
Kafasında bir çok soru vardı.Uzunca süre düşünmek onu yormuştu.Kanepeye uzanarak derin bir uykuya daldı.
Uyandığında içinde bulunduğu durumu kabullenmekten başka çaresinin olmadığını anladı.
Günler geçtikçe durumuna ayak uydurmaya başlamıştı.Artık her şey daha basitti.Eski düzenine yeniden dönmüştü.
Tek farkı meleğinde sölediği gibi hayatında sınırlar vardı.
Aslında genç adam için bu büyük bir sorun değildi.Karısı ve çocuğunu kaybettikten sonra kendini eve kapatmış,dünyayla ilişkisini koparmıştı.
Uzun zamandır yalnızdı,kimseyle konuşmamış,görüşmemişti.İçine kapanık birisi olduğu için duyguları çok yoğun ve ağır yaşıyordu.
"Ölmeyi bile beceremedim ve başımı yeniden derde soktum" diye düşündü.Yapması gereken kitapta yazdığı gibi olayları zaman bırakıp neler olacağını görmekti.Ölede yaptı.
Kanepeden kalkıp evini dolaşmaya başladı."Daha önce neler yapıyordum ki ?" diye düşündü.
Ne yazık ki daha önce hiç bir şey yapmadığının sadece hayatını idare ettiğinin farkına vardı.
Sadece bulunduğu duruma kızıyor,özlem çekiyor,hayatı umursamadığı konusunda kendini avutuyordu.
Her şeye en baştan başlamaya karar verdi.Önce evini onaracaktı.Devamlı akıp duran bir çatısı vardı.Çatısını onarmaya karar verdi.
Yıllardır girmediği garajına doğru yöneldi.Kapıyı açıp içeri girdi.Her şey kazadan önceki gün bıraktığı gibi duruyordu.
Yaşadıkları o kötü kaza gözlerinin önünde canlandı.
YAZI HAKKINDA NOT : Sizce devamını yazmalımıyım ?
Bu yazıya 2 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre