İstiyor tabii insan. Ev denen o dört duvar arasına adımını attığında, içeriyi faturaları kabartacak kalorifer vasıtasıyla değil de yüreğiyle ve senin geleceğin saati beklerken beraber geçireceğiniz vakitlerin bedeninde yarattığı sıcaklıkla ısıtan bir bekleyeni olsun istiyor. Kapıyı anahtar denilen cisimle açarak soğuk duvarların surata ayaz gibi çarpan bakışlarıyla değil, dünyanın en basit mekanizmalarından birisi olan lakin senin için o lahzada bekleyeninin yüreğine başka hiçbir nesnenin yayamayacağı huzuru yaymakta muvaffak olan zil adındaki o tuşa basarak, midene inmek için hazır bekleyen çorbaların sıcaklığıyla yarışan bir tebessümle karşılaşmak istiyor. Kalp denen o el kadar organın vücuda kan pompalamaktan başka meşguliyetleri olsun istiyor. Ya da kafatasının içine saklanan o beyin adındaki torbanın gündelik hayatındaki zerre ehemmiyet arz etmeyen hususlarla değil de, daha çok sana her şeyi unutturan o sıcak tebessümün sahibine olan borcunu nasıl ödeyeceğine dair düşüncelerle meşgul olmasını istiyor. Farklılık istiyor insan. Allah'ın insanoğluna bahşettiği en büyük nimetlerden olan sevilmek olgusunun bedende yarattığı sarhoşluğu tatmak ve sol taraftaki meleği ilgilendirmeyen bu sarhoşluk hissiyatının yağmuru bekleyen bedeviler gibi bedeninde oturup beklemesini ve o yağmurun hiç ama hiç gelmemesini istiyor insan.
Sofrada lokmaları ağzına götürürken bakışları çatalın ucundaki sivriliklere veyahut tabağın üzerindeki desenlere değil, yorgunluğunu atabilmesi adına o tabağı aş ile doldurmuş ve tadını beğenip beğenmediğini idrak edebilmek adına gözlerini mimiklerine odaklamış vefakar kadının çehresine odaklansın istiyor insan. Tek kişilik yatağında koca yorganı bedeninin her bir köşesine örtmenin yarattığı tatsız sıcaklıkla değil, tüm benliğini kendisine adadığını bildiği o nur yüzlü mahlukatla yaşadığı yorgan çekiştirme muharebesini bilerek kaybederek tatlı bir üşümeyle uyumak istiyor insan. Bedeni sıcakken yüreği sevgisizlikten üşümüş olarak değil, yüreği sıcakken bedeni üşümüş olarak gözlerini kapamayı istiyor.
Uzatmaya lüzum yok. Tüm bu bahsedilenlerin toplandığı ortak paydayı, sevilmeyi istiyor insan. Çok şey istiyor değil mi?
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre