Üniversitede Dostoyevski okumakla böbürlenen bir arkadaşım vardı. Ben ilgilenmedim hiç bu gereksiz övünç ile çünkü Gorki'yi ilk kez orta son sınıfta okudum. Foma, Ana, Çocukluğum diye devam etti. Turgenyev, Tolstoy halen çok sevdiğim yazarlar. Nedensen Rus köylülerin hayatlarını Türkler'e benzetirdim o zamanlarda. Rus resimleri hakkında ise hiç bilgim yoktu. Pera müzesine gittiğimde hayallerimde canlandırdığım sefalet, acı ve doğa koşulları ile karşılaştım. Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu'ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri sergisi, İstanbul'da ilk kez sergilenecek bir dizi başyapıtı sanatseverlerle buluşturmanın yanısıra, Rus gerçekçi resimleri üzerinden, Rusya tarihinin bir dönem kesitini de sunuyor. Ruslar'ın gerçekçiliğine katılıyorum. Okurken de abartısız dillerini beğenirdim.
St. Petersburg‘daki Rus Devlet Müzesi'nin zengin koleksiyonundan seçilen başyapıtlar; çalışma ve yoksulluk, çocukların dünyası, halk eğlenceleri, savaş ve ölüm ile kent soyluları konu alan sahnelerle devrime kadar yaşamın her alanından kesitleri yansıtıyor.
"Rus ruhu"; edebiyatta, müzikte ve güzel sanatlarda aşk, acı ve ölümün kol gezdiği bir duygu dünyası olarak işlenmiştir. Gündelik yaşam resimlerine 1860'lardan sonra gerçekçi eğilimler hâkim olur. İlerici ressamlar, çağın can alıcı sorunları olan sosyal adaletsizlik, serflik (1861'e kadar Rusya'da köylüler büyük toprak sahiplerinin mülkü sayılıyordu), çocuk işçiliği, kadınların hor görülmesi, yoksulluk gibi konuları işlemeye başlar. Gündelik yaşam, artık sanatçıların ilgi alanına girmiştir. O dönemde çocukların çalışması yaygınmış diye düşünüyorum çünkü bir çok resimde çalışan çocuklara rastlanıyor. Bir hol de zengin ve yaşlı erkeklerle evlendirilen genç kadınlara ayrılmış . Fakir halklarda ailenin kurtuluşu olarak görülen bir durum Rus resimlerini acılı dullar olarak yansımış.
1870'ler ve özellikle de 1880'lerden sonra resimlerde daha olumlu bir hava esmeye başlar, acılarla dolu dünyadan yavaş yavaş çıkılır. Halk artık kurban değil, güçlü bir öznedir. Folklora, halkın doğa ve evren anlayışını şiirsel bir anlatımla betimlemeye önem veren bir eğilim belirir. Sanki üç boyutlu hissi veren tablolar görüyorsunuz. Atlar üzerinize geliyor gibi görünüyor. Toplumsal sorunlar bütünsellikleri içinde ele alınır, artık suçlama değil, tahlil vardır. Repin'den Makovski'ye, Yaroşenko'dan Şişkin'e ve dönemin daha pek çok ünlü sanatçısına yer veren sergi, dönemin Rusyası'nı hemen her yönüyle anlatırken, ele aldığı konular ve tiplemeleriyle, sanatseverlere Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevski gibi büyük Rus yazarlarının eserlerini okuyormuşçasına ayrı bir keyif de verecek. Ayrıca sergide Tolstoy'un portresini de görüyorsunuz.
Repin'den Makovski'ye, Yaroşenko'dan Şişkin'e ve dönemin daha pek çok ünlü sanatçısına yer veren sergi, dönemin Rusyası'nı hemen her yönüyle anlatırken, ele aldığı konular ve tiplemeleriyle, sanatseverlere Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevski gibi büyük Rus yazarlarının eserlerini okuyormuşçasına ayrı bir keyif de verecek. Ivan Şişkin gerçekten çok etkileyici çalışmaları ile yer alıyor. Uzun süre incelemenizi tavsiye ederim.
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
muhakak gezilmeli
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre