Gökyüzünde binlerce yıldız görüyorum. Tıpkı yer yüzündeki insanlar gibi. Hepsi birbirinden bağımsız ve bir o kadar da duyarsız... Bu aralar küsüz kalemle yazmıyorum şatafatlı cümleler, içimi döküyorum deftere hepi bu. Bir de benim kendime küskünlüğüm var ki nasıl anlatsam bilemedim. Yaşıyorum ama sanki ben olarak değil de bir başkası gibiyim. Sanki kendi için değil de başkası için. Sana da öyle oluyor mu balık? Sen de kendini başkasının hayatına adanmış gibi hissediyor musun o fanusta. Sana okyanus misali bir gelecek sunamadım özür dilerim, Umarım mutlusundur bir avuç suda...
Şimdi sana anlatıyorum ama konuşmaya neden başladığımızı bile unutmaya başlamışsındır. Ne güzel şey bazen unutmak. Bak bana, unutamıyorum beni bırakıp gidenleri ve senden farksız hissetmiyorum aslında kendimi.
Sen unutuyorsun ben yaşıyorum
sen susuyorsun ben boğuluyorum
sen mutlu olmayı seçebiliyorsun ve ben iki apartman arası yaşadığım bu dairede nefes almak için açtığım bu pencerede ölüyorum. Deniz görmeyen bir şehirde gökyüzündeki bulutlara bakarak balıkları düşünüyorum. Sen de düşünüyor musun balıkları? Senin gibileri, sanırım yalnış oldu. Onlar bizim gibi değiller. Onlar bir yerde mutlu ve biz onların aksine bir apartmanda sıkışmış ölmeyi bekliyorum.
Sana bir şey söylememi ister misin balık?
Gökyüzü de okyanuslar kadar maviymiş bakma öyle bulutlu olduğuna...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre