Aşk nedir?
Bilinmez mi? Varlığından emin olamayıp, varlığını sorguladığım bu tezahürü mümkün olmayan şey meğer bir gerçekmiş. Ve bunu bana gösteren bir insanla karşılaşmak; sorunun cevabını bulmanın anlamsızlaşıp, hoşlanmak, sevmek. Mimiklerinden, ufak hareketlerinden ve o gülüşünden içime yayılan o mutluluk, sanki mutluluğun bir üst makamı. İnsanın istemsizce içine düşüp kurtulamayacağı bir tutku. Sevmek, uzaktan sevmek ve buna dayanamamak. Dünya iyisi birisiyle karşılaşmak, onun üzülmesine dayanamayıp üstüne titremek ve daha çok üzülmek. Mantığı askıya alıp, kalbe teslim olmak; gerekirse karşılıksız sevmek. Daha da güzeli ne biliyor musun? Hak edeni sevmek. Bir meleği sevmek. Aşk, işte bir tutkal. Birbirinin tam zıttı duyguları dahi birleştiren. Yıkılmak, kahrolmak, bedene ve ruha küfretmek ama yine de aşkolmak. O güzel insanı düşünmek, mutlu olmak; velhasıl "ben"i unutmak.
Halbuki, her zamankinden daha karanlık bir gece yarısında, günler öncesinde, yazı böyle sonlanıyordu. O gece Mecnun reddedilmişti ama Leyla olmuş hali Leyla'sına kıyamıyor üsteki satırları döküyordu. İlk başta unutmayı suç saydı, Mecnunluğa yediremedi. İnanmadı, inanmak istemedi. O Leylaydı ve ona kavuşmalıydı ama işte bu gözleri kör eden bir hastalıklıktı önce yaşanması gereken sonra da pişman olunması. Peki sonra ne oldu bitti mi? Mecnun sonrasında Leylasından olmasada sevildi ama kör mecnun bunu bile geç fark etti. Sevilmek güzeldi, sevmekte ama bir kez aşkı tatmış Mecnun vazgeçti, sevmekten de aşktanda. Peki ya şimdi, acı, mecnun artık mecnun da değil, hayatını değiştiren Leyla'dan öncesi gibi hiç değil. Suskun, durgun, sakin, içi karanlık bir deniz. Geleceği ise belirsiz.
Yaşamalı ve görmeli, çünkü bu satırlar da burda son bulmayacak. Ertesi gün 'Halbuki günler öncesinde' diye yeni bir gün doğacak. Her şey üzerine yaşandıkça anlam kazanacak.
Bu yazıya 2 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre