'Maviyi çok severim' dedi kız.
"Gökyüzünü avuçlarına sığdıran bir kuş,
Okyanusu vücuduna saran bir balık gibi."
Şu dizeleri defalarca okuyup, içimin huzur-hüzün karışımı bir duygunun oluşmasını sağlayabilecek biriyim. Ne var ki diyorsunuz belki de siz bu dizeleri okuduğunuzda. Bu dizeler özgürlük kokuyor aslında. Her ne kadar özgürüz desek de birer tutsağız hepimiz. Bazen ailemizin, bazen eşimizin, bazen aile büyüklerimizin, bazen patronumuzun, bazen öğretmenimizin, bazen de kendimizin tutsağı. Bu yüzdendir bu dizeleri sevmem. Edebiyat öğretmeni olsaydım bu dizeler üzerine kompozisyon yazdırırdım mesela. Kesin ve net. Tek soruluk sınav . Bu dizeler hakkında oluşan duygularınızı, hislerinizi yazınız.
Deniz mavi. Gökyüzü mavi. Pembe yaratmamış mesela ya da kırmızı. Mavinin bin bir türü ile yaratmış yaradan. Bilimsel sebepler bir yana, mavinin dinlendirici rahatlatıcı etkisi olmasa böyle yaratmazdı diyerek kabullenmiş, içselleştirmiş bir haldeyim.
"Gökyüzünü avucuna sığdıran bir kuş" Zihnimde canlanan imge ; beyaz bir martı. Gökyüzünde süzüle süzüle uçuyor. Manzaranın keyfini çıkararak, mavinin tonlarını bir yukarı bir aşağı uçarken izleyerek. Ne muhteşem bir manzaradır kim bilir. Empati kurabileceğimiz tek yer uçak. Orada da kuşlar gibi "avuçlarımıza alabiliyor muyuz gökyüzünü"...Hayır! işte bu yüzden hiç anlayamayacağız , onların içi boşluklu içerisinden hava geçen kemiklerini. Havadan süzülüşlerini, yere indiğinde aniden çakılmamalarını. İşte bu yüzden özgürlük en çok kuşlara yakışacak tüm zaman dilimlerinde.
Arkasından balıklar var mavi içinde özgür ama kısa hafızalarıyla." Okyanusu vücuduna saran bir balık" Farkında mıdır balıklar içlerinde yüzdüğü maviliğin acaba? Ben denize her gittiğimde heyecan duyarım. Denizin içine adım adım girip, boyumu aşan yerlerde sırt üstü yattığımda hissettiğim durum tam olarak bu işte. Okyanusu vücuduma sarmış bir hal, dinginlik. Bu dizede de oluşan imge belli; uçsuz bucaksız dalgasız uyuyan bir deniz. Üzerinde ben. Yüzüyorum sadece. Dibinde gördüğüm balıklarla birlikte...
Tutsaklık boğmasın hiç birimizi. Herkes kendi isteği ile tutsak bir yerlere. Ben eşime, patronuma siz annenize veya bir başkasına. Tutsağız dediysek şiddet gören bir kadının tutsaklığını kabul etmiyorum asla. İstismara uğramış bir çocuğun tutsaklığını ya da. Kendi isteğiniz dışında tutsaklıklarınız varsa eğer durup bir düşünün. Ben burada mutlu muyum? Ben bu tutsaklıktan neler kaybediyorum? Ya da neler kaybedeceğim? Sensin bu dünyayı anlamlı kılan, sen olduğun sürece her sey anlamlı. Sen mutlu olduğun sürece her sey güzel. Sen yoksan ne anlamı var şiddet gördüğün ama sevdiğini iddia ettiğin eşinin, ne anlamı var sevmiyorum işimi patronum mobbing uyguluyor ama tutsağım işte dediğin işinin. Dön ve aynaya bak sadece. Bir tek sen olduğun için var ve anlamlı çevrendekiler. Önemli olan tek şey sensin. Ötesi yok...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre