Bu gitmeler neden diye sormayacağım çoğunun nedeni yok hatta hiç birinin nedeni yok onlara sorsan kalsalar olmazdı bize sorsan gitmeleri olmadı..Yakışmadı hiç birimize bu nedenler oysa kalmak için bin bir sebep vardı en önemlisi mutlu olmak vardı mutlu etmek..Oysa onlar hep mutsuz ederdi biz ise onları mutlu etmek için elimizden geleni yapardık..Yine yaptık kalmaları için elimizden geleni yaptık ama olmadı onların gitmelerine engel olamadık...Bazen durup durup kendine neden diyor ve üzülüyorsun sonra bir ses ''sen elinden geleni yaptın için rahat olsun o kalmak istemediği için rahat olsun..'' Evet içimiz rahat en azından elimizden geleni yaptık deyip vicdanımızı rahat ettirebiliyoruz ama mutsuzluk bu ya neden mutlu olamadın diye sana aynadan sırıtıyor..Etmedi işte mutlu olmak için mutlu olmamız için sadece varlığıyla yanımızda olsa yeter dediklerimiz bize, bizlere bunları bile çok görüyorlar sonrasında değerler giriyor araya değer verdiğimiz kadar değer görmediğimizi anlıyoruz..Ve mantık ordan sesleniyor ''bu kadar yeter bırak birazda zamana o birilerini kazandım diye düşünürken aslında onun kazandıklarının yanında kaybettiklerini daha iyi anlayacak.Sadece zamana bırak.''
Ve sonra zamanla bitiyor bütün duygular..Günler belki de aylar sonra bir yer de karşılaşıyorsunuz siz yine onun gözlerinin içine bakıyorsunuz ama nafile.. Daha önce gözlerinizin içine baktığınız da Adamla o an baktığınız Adam arasında uçurumlar olacak belki keşke diyeceksiniz, belki iyi ki ama o Adam yine alaycı bir tafırla eski deyip geçecek sizin için eskimeyen sizi ''eski'' görecek bu kadar basit bir kelime işte...
İçimizdeki alevin sönmesi..Küllenmesi zaman alır belki ama bir daha alevlenmez..
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre