İyi değilim. Yani bayadır bu böyle .Nereye el atmaya kalksam demiyorum bak atacak olsam, atmaya karar versem hani daha kolum hareke geçmeden vazgeçiyorum. Beynimde başlıyor yine beynimde bitiriyorum, ne eksik ne fazlası. Korkuyorum da çok. Artık farkındalıklı bir korkuş olsa da resmimde hala pigment bozuklukları mevcut tabi. Kafam onlara takılıyken de bakamıyorum resme, bana paltonun arkasına bir şey yapışmíş desen yolda mesela o ordan cikmadan asla önüme bakarak yürüyemem ben. Takıntılı tuhaf bir insanım, beni de sizden sayarsanız hani. Zira ben ondan da emin değilim. Hala saçma sapan şeylere şașırır kafa yorarım. Niye insanlar ellerine geçen saçma sapan bir broşür kağıdını bile çöp kutusuna değil yere atacak olsalar da buruşturup atarlar ki?
Kendimi uzun zamandır bir nehrin suyuna yatmışım, bırakmışım gibi hissediyorum, sırt üstü uzanmışım... Fakat gidiyor muyum bilmiyorum, sırtım hep bir yerlere sürtünüyor bazen popom zor sıyrılıyor sanki ama o kadar. Sürekli aynı bulutlar aynı hava gördüğüm baktığım tek şey gökyüzü. Hiç kımıldamıyorum. Öyle.. Öylece.. Belki zaman gidiyor belki ben gidiyorum. Belki ikimizde gidiyoruz. Aslında bu kadar güvensizken hayata, böylece nehre bırakışım kendimi ney? Korkarken hala arabalardan, derinden ..bu ney? Çok güvensem de böyle yapmaz mıydım? Yine kendimi böyle suya uyuyor gibi bırakmaz mıydım? Hareketsizliğin verdiği huzura dalmaz mıydım? Yoksa milyonla ya da kat trilyonla 1, bir mi? Yoksa çokla hiç bir mi? Evet biliyorum hiçbir şey bilmiyorum. Yoksa çok bilmekle hiç bilmemek bir mi?
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre