Ağarsa Saçların Belin Bükülse
Birer Birer Hep Dişlerin Dökülse
Vücudun Kurusa Kanın Çekilse
Yine Şu Gönlümün Yârisin Benim
Bu mısra rahmetli Neşet ertaş'a aittir.Bu mısrada İnsanın nasıl sevmesi gerektiğini vurguluyor.Peki biz sevdiğimizi nasıl seviyoruz? Yani mısrada söylenenler sevdiğimizde olsa onu yine sevmeye devam edermiyiz? Daha dün ''Ben senin için ölümü göze alırım'' dediğimiz kız için bu soruyu bugün yanıtlamada tereddüt ediyoruz.Çünkü şeklen sevdiğimiz için şekildeki değişiklikler sevmemize engel olabiliyor. Zamanında 5 dakika çay içmek için 5 aktarma yapıp uğruna perişan olduğumuz kızdan şimdi kurtulmanın planlarını yapıyoruz.Çünkü biz sevmeyi Hz.Mevlana'dan Hz.Şems'ten değil de televizyon dizilerinden öğreniyoruz.Oysa bu durumun ne kadar vahim olduğundan bihaberiz.
Gerçek sevgili,İyi günde değil kötü günde de seninleyim diyendir. 5 dakika çay eşiğinde muhabbet etmek için bir ömür beklemeye değecek insandır gerçek sevdiğimiz.Etrafımızdaki kalabalıkların ürettiği sorunlardan bunaldığımızda bizi ferahlığa kavuşturacak tek şey onun adını duymaktır.Bize yazdığı her kelimeyi okuduğumuzda içimizde bir haz uyanır ve tüm umutlarımız yeniden yeşerir.Sevmek illa ki onu görmek ona dokunmak değildir.Yanımızda olmasada sabredip beklemek düşer bize.Hem üstad diyor ya; uzaktan sev ki aşkın imana dönüşsün. Hem marifet yanındayken değil uzaktayken sevmektir.
Elbette her insan sevdiğine kavuşamayabilir. Bununda bir imtihan olduğu aşikârdır. Hiç düşündükmü; Yakup (a.s) neden Yusuf (a.s) ile imtihan edilmişti? Çünkü Yakup (a.s) en çok Yusuf (a.s) sevmişti.Bizler sabırla gönlümüzü güzel tutup gözlerimizi haramdan sakınacağız.Çünkü iyi biliyoruz ki; Aksi takdir de hiçbir zaman istediğimiz sevdaya ulaşamayacağız.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre